§ Divan-ı Hümayun
Ø Önemli devlet işleri Divan-ı Hümayun adı verilen bir kurulda görüşülürdü.
Ø Divan, hangi din ve mezhepten olursa olsun herkese açıktı.
Ø Divan, son sözün padişaha ait olmasından dolayı Danışma Meclisi niteliği de taşımaktadır.
Ø Kuruluş Dönemi boyunca divan başkanı padişahtır. Yükselme Dönemi’nde Fatih’ten itibaren divan başkanlığı Sadrazama bırakılmıştır.
NOT: Bu durum sadrazamlık makamının önem kazanmasına ve sadrazamların siyasal yönden güçlenmesine neden olmuştur.
Ø Divan Orhan Bey tarafından kurulmuştur, II Mahmut tarafından kaldırılmıştır. Yerine Nazırlıklar (Bakanlıklar) kurulmuştur.
Ø Divan; toplanış şekline ve toplanış amacına göre isimler alırdı;
v Ayak Divanı: Padişahın halkın huzuruna çıkıp dert ve isteklerini dinlediği divandır.
v Galebe Divanı: Yabancı ülke elçilerinin kabul edildiği divandır.
v Sefer Divanı: Vezir-i Azam sefere çıkarken toplanan divandır.
v At Divanı: Sefer sırasında at üzerinde yapılan divandır.
v Ulufe Divanı: Yeniçeri maaşları için toplanan divandır.
v İkindi Divanı: Sadrazam konağında Divan-ı Hümayun’da yarım kalan işleri tamamlamak amacıyla toplanan divandır.
Ø Divan toplantıları haftanın belirli günlerinde Kubbe Altı denilen yerde yapılırdı. Başlangıçta her gün yapılan divan toplantıları giderek seyrekleşmiştir.
Ø Divan en yüksek mahkeme niteliği de taşırdı. Bu nedenle önemli ve çözülemeyen davalara burada bakılırdı.
Ø Divanda alınan kararlara “Hüküm” adı verilirdi ve bu kararlar Mühimme Defterleri’ne kaydedilip, Defterhane’de muhafaza edilirdi.
Ø Divan-ı Hümayun, günümüz anlamıyla Bakanlar Kurulu özelliğindedir. Aralarındaki fark ise; Divan üyelerinin halk tarafından seçilmemiş olması ve mahkeme gibi çalışmış olmasıdır.
Ø 18. yüzyıldan itibaren Divan önemini kaybetmeye başlamış ve bu yüzyılın sonunda Sadrazamın çalışma merkezi olan hükümet yani “Bab-ı Ali (Yüksek Kapı)” önem kazanmıştır.
§ Divan Üyeleri
1. Sadrazam (Vezir-i Azam)
v Baş vezir anlamındadır. Divandaki en kıdemli vezir olup, padişahtan sonra gelen en yetkili kişiydi. Padişah tarafından atanır ve görevden alınırdı.
v Padişah siyasi yetkilerini Sadrazam aracılığı ile kullanırdı. Sadrazam padişahın mührünü (Mühr-ü Hümayun) taşırdı ve padişah olmadığı zamanlarda “Serdar-ı Ekrem” sıfatıyla orduya komutanlık yapar, büyük devlet memurlarının tayin, terfi ve görevden alınma işleriyle ilgilenirdi.
v Fatih’ten itibaren Divan başkanlığı Sadrazamlara bırakılmıştır (1475).
v Günümüzdeki karşılığı Başbakan’dır.
NOT: İlk sadrazamlık makamı I. Murat Dönemi’nde kurulmuştur. İlk sadrazam Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa; son sadrazam Ahmet Tevfik Paşa’dır.
2. Kubbealtı Vezirleri
v Divan’da Sadrazamdan sonra gelen vezirlerdi. Devlet işlerinde sadrazama yardımcı olurlar, çeşitli devlet işleriyle görevlendirilirlerdi.
v Bu vezirler, devlet işlerinde bilgi ve tecrübesine güvenilen kişilerden seçilirdi.
v Daha çok askeri ve siyasi işlerden sorumluydular.
v Fatih Dönemi’nde sayıları 4’e, Kanuni Dönemi’nde 7’ye çıkartılmıştır.
v Günümüzdeki karşılığı Devlet Bakanı’dır.
NOT: Vezir olabilmek için beylerbeyi ve sancakbeyi gibi görevlerde bulunmak gerekiyordu.
NOT: İlk vezirlik makamı Orhan Bey Dönemi’nde kurulmuştur. İlk vezir de Alaeddin Paşa’dır.
3. Defterdar
v Maliyeden sorumlu kişi olup, hazinenin gelir - gider hesaplarını tutar ve bütçeyi hazırlardı.
v Ayrıca rütbe ve dirlik verilecek kimseleri hükümdara teklif etme yetkisi de vardı.
v Fatih Dönemi’nde sayıları Anadolu ve Rumeli Defterdarı olmak üzere ikiye çıkarıldı.
v Günümüzdeki karşılığı Maliye Bakanı’dır.
NOT: İlk Defterdarlık makamı I. Murat Dönemi’nde kurulmuştur.
4. Kazasker (Kadıasker)
v Hukuk işlerinden sorumluydular. Şer’i hükümler veren en yüksek görevlilerdi.
v Divan’daki büyük davalara bakar, kadı (taht kadısı hariç) ve müderrislerin atamasını yapardı.
v Kadıların kararlarını bozma yetkisi de vardı.
v Fatih Dönemi’nde sayıları Anadolu ve Rumeli Kazaskeri olmak üzere ikiye çıkarılmıştır.
v Günümüzdeki karşılığı Adalet ve Milli Eğitim Bakanı’dır.
NOT: İlk Kazaskerlik makamı I. Murat Dönemi’nde kurulmuştur.
NOT: İstanbul Kadısına “Taht Kadısı” denir ve İstanbul kadısını padişah seçerdi.
NOT: Defterdar ve Kazaskerlerin kıdemli olanları Rumeli Eyaleti’ne atanırdı. Bunun nedeni; devletin genel fetih siyasetinin batıya yönelik olması ve önemli olayların ağırlıklı olarak Rumeli’de gerçekleşmesidir.
5. Nişancı
v Devletlerarası yazışmaları sağlardı.
v Ayrıca padişah ve sadrazam arasındaki yazışmalardan da sorumluydu.
v Padişahın yazılı emir ve fermanlarına tuğra çekerdi. Bu nedenle kendisine “tuğracı” da denirdi.
v Fethedilen toprakları Tahrir defterlerine kaydeder, tapu kadastro işlerine bakar ve dirliklerin dağıtımını yapardı.
v Divanda yapılan görüşmelerin kayıtlarını tutarak “Mühimme Defteri’ne (Divan Defteri)” kaydederdi.
§ 16. Yüzyılda Divana Girenler
6. Şeyhülislam (Müftü)
v Osmanlı’da divanda alınan kararların ve çıkartılan kanunların dine uygun olup olmadığı konusunda “Fetva (karar)” veren kişidir.
v Halifeliğin Osmanlı’ya geçmesinden sonra önemi daha da artmıştır.
v Padişah, Halife olarak İslam Dünyası’nın lideri olarak görülse de fetva verebilecek dini bilgiye sahip değildi. Bu nedenle padişah, Halifelikten kaynaklanan dini yetkilerini Şeyhülislam aracılığı ile kullanırdı.
v Padişah, Şeyhülislam’a danışmadan sefere çıkamaz, kanun koyamazdı. Şeyhülislam da padişahın istediği konunun dışında fetva veremezdi. Bu da Osmanlı’da bir yetki paylaşımının olduğunu gösterir.
v Şeyhülislamlar protokolde Sadrazama denk sayılmışlardır.
v Şeyhülislamların atamasını doğrudan padişah yapardı.
v Kanuni Dönemi’nde divanın daimi üyesi olmuştur.
NOT: İlk Şeyhülislam II. Murat Dönemi’ndeki Molla Şemseddin Fenari’dir. Son Şeyhülislam ise 1920’de bu göreve getirilen Medeni Mehmet Nuri Efendi’dir.
7. Reisü’l- Küttab
v Kâtiplerin başı anlamındadır. 17. yüzyıla kadar Nişancı’ya bağlıydı.
v Divan’da görüşülecek konuların sırasını belirler, dış işlerine bakar, Divan’da alınan kararları yazıya geçirirdi.
v XVII. yüzyılda divana üye olmuştur.
v Günümüzdeki karşılığı Dışişleri Bakanı’dır.
8. Kaptan-ı Derya
v Osmanlı’da Donanma Komutanıydı. İstanbul’da bulunduğu zamanlarda Divan toplantılarına katılırdı.
v Kanuni Dönemi’nde Divan’a üye olmuştur.
v Günümüzdeki karşılığı Deniz Kuvvetleri Komutanı’dır.
NOT: İlk Kaptan-ı Derya Orhan Bey Dönemi’nde göreve getirilen Karesioğulları kökenli Karamürsel Paşa’dır.
9. Yeniçeri Ağası
v Yeniçerilerin ocak komutanıdır.
v Ocakla ilgili konular görüşüldüğünde divana katılırdı.
v İstanbul ve sarayın güvenliğinden sorumluydu.
v Savaşlarda padişahın koruyucusu ve en yakın askeriydi.
v Padişah tarafından ataması yapılır ve doğrudan padişaha bağlıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder