OSMANLI DEVLETİ
GERİLEME DÖNEMİ
(1699 - 1792)
Bu dönem 1699 Karlofça
Antlaşması’yla başlamış, 1792 Yaş Antlaşması’nın
imzalanmasıyla sona ermiştir.
Dönemin Genel Özellikleri
XVIII. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin genel siyaseti; Karlofça ve İstanbul
Antlaşmalarıyla kaybedilen yerleri geri almaktır. Ancak bu dönemde,
kaybedilen yerler geri alınamadığı gibi yeni topraklar da elden çıkmıştır.
Bu dönemde, doğuda İran, batıda Venedik, Avusturya ve
kuzeyde Rusya (bu dönemde en çok savaşılan devlet)
ile savaşılmıştır.
Bu yüzyılın sonuna kadar dostane bir ilişki içinde bulunulan Fransa ile de 1798’de
Mısır’ın işgali üzerine savaşılmıştır.
Bu dönemde Avrupa’nın teknik ve askeri üstünlüğü kabul
edilmiş ve Batı tarzı ilk ıslahatlar yapılmıştır.
Ancak Batı’nın Osmanlı
karşısındaki üstünlüğü bu dönemin sonlarında başlayan Sanayi İnkılâbı ile
iyice pekişmiş ve Osmanlı Devleti büyük devlet olma özelliğini
kaybetmiştir.
18. YÜZYIL ISLAHATLARI
Bu dönem ıslahatları, 17. yüzyıl ıslahatlarında olduğu gibi genelde askeri
ve mali alanlarda yapılmıştır.
Ancak bu dönemde Batı’nın
üstünlüğü kabul edilmiş, Batı’daki gelişmelerden yararlanılmaya
çalışılmıştır. Bu nedenle 17. yüzyıl ıslahatlarına göre daha kapsamlı ve
esaslı ıslahatlar yapılmıştır.
Ø Lale
Devri (1718 - 1730)
Lale Devri, dışarıdan görünüş itibariyle zevk-ü sefa devri olarak
nitelendirilse de Batı tarzında ıslahatların yapıldığı ilk dönemdir.
Bu dönem, 1718 Pasarofça Antlaşması’yla başlayıp 1730’da
çıkan Patrona Halil İsyanı ile sona ermiştir.
Bu dönemin önemli
şahsiyetleri Padişah III. Ahmet, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, İbrahim
Müteferrika ve Nedim’dir.
§ Dönemin
Islahatları
Þ 1727’de İbrahim
Müteferrika ve Şeyhülislam Sait Efendi’nin çalışmalarıyla
ilk sivil matbaa açılmıştır (Avrupa’dan alınan ilk teknik
yeniliktir.). Hattatların tepkisini çekmemek için matbaada dini
kitapların basılması yasaklanmıştır.
Matbaada basılan ilk
eser, Vani Efendi tarafından yazılan Van Kulu Lügati’dir.
NOT:
Osmanlı’da gayrimüslimler ilk kez 1450’de matbaa
açmışlardı.
Doğu’nun klasikleri Türkçe’ye tercüme edilmiştir.
Sivil mimari gelişmiştir.
Doğu ve Batı tarzında köşkler ve kasırlar yaptırılmıştır.
Avrupa’nın Barok, Gotik ve Rokoko tarzında
mimari eserler verilmiştir.
NOT:
Barok ve Rokoko tarzıyla yapılan ilk eserler “Nur-u Osmaniye
Camii” ve “Laleli Camii”dir.
Resim ve minyatür sanatı gelişmiştir.
Ünlü minyatür sanatçısı Levni bu dönemde yetişmiştir.
Yeniçerilerden ilk itfaiye örgütü kurulmuştur (Tulumbacı
Ocağı).
İlk çiçek açısı yapılmıştır.
İlk defa Avrupa’ya (Fransa - Paris) geçici
elçi gönderilmiştir (28 Çelebi Mehmet Efendi - en önemli
eseri Paris Sefaretnamesi’dir.). Amaç, Avrupa’daki
gelişmeleri yakından görüp incelemektir.
Kağıt (Yalova), çini, kumaş
ve seramik fabrikaları (İstanbul)
açılmıştır.
Değişik semtlerde kütüphaneler
açılmıştır. En önemlileri III. Ahmet tarafından Topkapı Sarayı’nda
açılan Enderun Kütüphanesi ile Yeni Camii Kütüphanesi’dir.
NOT:
Lale Devri’nde askeri alanda ıslahat yapılmamıştır.
Islahatlar daha çok bilim, teknik, sanat ve kültürel alanlarında
olmuştur.
İran Savaşları’nda
meydana gelen olumsuzlukları bahane eden Yeniçeriler, Patrona
Halil öncülüğünde isyan etti. İsyan sonucunda III. Ahmet tahttan
indirildi, I. Mahmut Padişah yapıldı. Nevşehirli Damat
İbrahim Paşa öldürüldü.
NOT: İsyan sırasında bu dönemde yapılan bahçe ve köşkler
yerle bir edilmiş ancak yeniliklere dokunulmamıştır.
NOT: Böylece Batı’ya açılan ilk
pencere olarak nitelendirilen Lale Devri sona ermiş oldu.
Ø I.
Mahmut Dönemi Islahatları (1730 - 1754)
I. Mahmut tahta çıktığında önce Patrona Halil’i ortadan
kaldırdı.
Bu dönemde ilk kez askeri alanda Batılı tarzda yenilikler yapılmaya
başlanmış ve ilk kez Batılı uzmanlardan yararlanılmıştır.
1736 - 1739 Osmanlı - Avusturya Savaşları sırasında Avusturya
ordusunda görev yapan Fransız asıllı Kont Dö Boneval’in ülkeye
ilticası kabul edildi.
Humbaracı Ahmet Paşa ismini alan Kont Dö Boneval,
Osmanlı ordusuna Avrupai tarzda bölük, tabur, alay sistemlerini
getirdi.
Subay yetiştirmek amacıyla Avrupa tarzındaki ilk teknik
okul olan Kara Mühendishanesi (Hendesehane)
açıldı.
Baruthaneye önem verildi. Humbaracı Ocağı yeniden
düzenlendi.
Halk
kütüphanesi açıldı.
NOT: I. Mahmut Dönemi ıslahatları amacına ulaşmış ve
Osmanlı Devleti 1736 – 1739 yılları arasında aynı anda savaştığı Avusturya ve
Rusya ordularını mağlup etmiştir.
Ø III.
Mustafa Dönemi Islahatları (1757 - 1774)
Astrolojiye inanan bu Osmanlı Padişahı yenilik taraftarıydı.
Dönemin Sadrazamı Koca Ragıp Paşa’nın önerileriyle askeri alanda
ıslahatlar yapılmaya başlandı.
Baruthaneye
ve Tophaneye önem verildi.
Askerlere son kez cülus bahşişi verildi.
Hizmete alınan Macar asıllı Fransız Baron Dö Tot tarafından ilk
kez Sürat Topçuları Ocağı açıldı.
Hendesehane
adlı okulda denizcilik ve topçuluk eğitimi verildi.
Tersane ıslah edilerek gemi yapımına önem verilmiş ve 1770 Çeşme Baskını’nda
yanan donanma yerine yeni bir donanma kuruldu.
Deniz subayı yetiştirmek için
1772’de Mühendishane-i Bahr-ü Hümayun (Deniz Mühendishanesi)
açıldı.
NOT: Çağdaş anlamda
kurulan ve daha sonraki okullara
örnek oluşturan ilk modern eğitim – öğretim kurumudur.
Bununla beraber bu dönemde saray
masrafları kısıtlanmış ve bozuk olan maliye düzeltilmeye çalışılmıştır.
Bu yüzden iç borçlanma sistemi (Esham)
uygulanmıştır (ilk kez).
Ø I.
Abdülhamit Dönemi Islahatları (1774 - 1789)
Bu dönem Sadrazamlarından Halil
Hamit Paşa Kapıkulu Ocakları ile ilgili;
F İlk
kez Ulufe alım - satımını yasakladı.
F Ulufe
defterlerini inceletti. Kapıkulu askerlerinin sayısını azaltma yoluna
gitti (İlk Yeniçeri sayımı yapıldı.).
F Cülus
bahşişi kaldırıldı.
NOT: Bu gelişmeler, bazı çevrelerin çıkarlarına dokunduğu
için Paşa’nın idamına neden olmuşlardır.
Sürat Topçuları Ocağı geliştirildi.
Humbaracı ve Lağımcı Ocakları yeniden düzenlendi.
Levent Teşkilatı kaldırıldı.
Þ Yardımcı asker (Subay)
yetiştirmek için İstanbul’da İstihkâm Okulu açıldı.
Yabancı uzmanların
Müslüman olma şartı kaldırıldı.
Ø III.
Selim Dönemi Islahatları (1789 - 1807)
Şehzadeliğinde devlet adamlarından gerilemenin
nedenleriyle ilgili Levhalar (raporlar) hazırlamalarını
istemiştir. Bu amaçla da “Meşveret Meclisleri” denilen danışma
meclislerini kurdurmuştur.
Avrupai tarzda
eğitim yapan Nizam-ı Cedid Ocağı’nı kurmuştur.
NOT-1:
Nizam-ı Cedid, yalnız ocağın adı değil, bu dönemdeki bütün
yeniliklerin adı olarak da geçer.
NOT-2:
Nizam-ı Cedit ordusu Fransa ve Avusturya tarzında örgütlendi.
Avrupai bir şekilde eğitilen bu ordu ilk askeri başarısını Suriye
– Akka’da Fransızlara (Napolyon’a) karşı almıştır (1798).
NOT-3:
Devlet düzeninde ilk radikal değişikliklerin yapılmasının
öneminin kavrandığı dönem III. Selim Dönemi’dir.
Ocağın gereksinimleri karşılamak için İrad-ı Cedid
Hazinesi kurulmuştur.
Askeri kıyafetlerde ilk kez yenilikler yapıldı.
Nizam-ı Cedit Ordusu’nun eğitimi için Selimiye ve Levent
kışlaları yapılmıştır.
Matbaa-ı Amire adıyla ilk devlet matbaası açılmıştır.
Batıdaki
gelişmeleri yakından takip etmek amacıyla ilk kez Avrupa’nın
önemli merkezlerinde sürekli elçilikler açılmıştır (Paris,
Londra, Viyana, Berlin).
NOT:
İlk daimi elçilik Londra’da açılmış, ilk daimi
elçi olarak Yusuf Agâh Efendi atanmıştır.
Kara kuvvetlerinin subay ihtiyacını karşılamak amacıyla Mühendishane-i
Berr-i Hümayun adlı subay okulu açılmıştır.
Tersaneler yenilendi, modern toplar döküldü.
Yabancı dil eğitimine önem verilmiş; Fransızca
ilk resmi yabancı eğitim dili olarak kabul edilmiştir.
Yerli malı kullanılmasına önem verilmiştir.
Eyalet
yönetimleri yeniden düzenlenmiştir.
III. Selim’in yapmış olduğu bu
yenilikler, Kabakçı Mustafa İsyanı’yla son bulmuş (1807),
ayaklanmacılar III. Selim’in öldürülmesine neden olmuşlardır.
Yerine Rusçuk Ayanı Alemdar
Mustafa Paşa tarafından II. Mahmut getirilmiştir.
18. Yüzyıl
Islahatları’nın Genel Özellikleri
Avrupa’nın gerisinde kalındığı kabul edilip Batı tarzı ıslahatlar yapılmıştır.
Askeri
başarısızlıklar ve maliyenin bozulması nedeniyle askeri ve
mali ıslahatlara ağırlık verilmiştir.
Askeri alandaki ıslahatlarla kaybedilen yerler geri alınmak istenmişse de
daha büyük kayıplar gerçekleşmiştir.
Batı’nın
eğitim ve kültürel alanda da ileri olduğu kabul edilmeye
başlanmıştır.
Bununla birlikte Avrupa’nın yönetim ve hukuk alanındaki
ilerlemeleri göz ardı edilmiştir.
Islahatlar kişilere bağlı kalmış, süreklilik arz etmemiştir.
Bu ıslahatlarla toplumun değil devlet kurumlarının güçlendirilmesine çalışılmıştır.
Dolayısıyla ıslahatlar halk desteği ile yapılmamıştır.
Çıkarları zedelenenler ve
özellikle de Ulema, Yeniçerileri kışkırtarak ıslahatları engellemeye çalışmıştır.
ÖNEMLİ HATIRLATMALAR
Osmanlı Devleti’nin Doğu’da en geniş sınırlara ulaştığı antlaşma İran
ile imzalanan 1590 Ferhat Paşa Antlaşması’dır. (III. Murat
Dönemi)
Osmanlı Devleti’nin Doğu’da yenildiği ve toprak kaybettiği ilk antlaşma İran
ile imzalanan 1611 Nasuh Paşa Antlaşması’dır. (I. Ahmet Dönemi)
Osmanlı ile İran arasında imzalanan 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşması ile
günümüzdeki Türk-İran sınırı çizildi; bu sınır en eski sınırımız olma
özelliğine sahip oldu. (IV. Murat Dönemi)
Osmanlı Devleti’nin topraklarına toprak kattığı, yepyeni bir toprak
parçası kazandığı son antlaşma, Batı’da en geniş sınırlara ulaştığı antlaşma Lehistan
ile imzalanan 1672 Bucaş Antlaşması’dır. (IV. Mehmet Dönemi)
Osmanlı donanması ile fethedilen son yer “Girit
Adası”dır. (1669). 25 yıllık bir kuşatma sonunda fethedilmiştir.
(IV. Mehmet Dönemi)
Kanuni Sultan Süleyman’dan sonra ordunun başında sefere çıkan ilk padişah
III. Mehmet’tir. Avusturya’ya karşı yapılan 1596 Haçova Meydan Savaşı;
Osmanlı tarihinin zaferle sonuçlanan son büyük meydan savaşı’dır.
1606 Zitvatoruk Antlaşması
ile Osmanlı Devleti’nin 1533 İstanbul Antlaşması ile Avusturya’ya karşı elde
ettiği üstünlük sona ermiş; iki devlet arasında siyasi bir eşitlik kurulmuştur.
(I. Ahmet Dönemi)
1664 Vasvar Antlaşması; XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin Avusturya
karşısındaki askeri üstünlüğünü kanıtlayan son antlaşmadır. (son
kez toprak ve son kez savaş tazminatı alınmıştır.) (IV.
Mehmet Dönemi)
1699 Karlofça Antlaşması; Osmanlı Devleti’nin ilk defa Batı’da
kalıcı ve büyük miktarda toprak kaybettiği ve Osmanlı topraklarının paylaşılmak
istendiği ilk uluslararası antlaşmadır. (II. Mustafa Dönemi)
Osmanlı Devleti; Rusya’ya karşı ilk defa 1700 I. İstanbul
Antlaşması ile toprak (Azak Kalesi) kaybetmiştir. (II. Mustafa Dönemi)
Rusya; 1700 I. İstanbul Antlaşması ile Azak Kalesi’ni alarak, Karadeniz
kıyısında ilk defa toprak sahibi oldu. (II. Mustafa Dönemi)
Rusya; 1700 I. İstanbul Antlaşması ile ilk defa İstanbul’da
sürekli elçi bulundurabilme hakkı elde etmiştir. (II. Mustafa Dönemi)
1711 Prut Antlaşması ile Karlofça Antlaşması’ndan sonra ilk defa Rusya’ya
karşı başarı kazanılmış ve Rusya’nın Karadeniz’e inmesine
geçici de olsa engel olunmuştur (Karadeniz yeniden Türk gölü olmuştur.).
1724 Pasarofça Antlaşması ile “Lale Devri” (1718 - 1730)
başlamıştır.
1724 II. İstanbul Antlaşması; Rusya ile yapılan ilk dostluk ve işbirliği
antlaşmasıdır; İran toprakları Osmanlı ile Rusya arasında
paylaşılmıştır. (III. Ahmet Dönemi)
Osmanlı; 18. yy.’da yaptığı askeri ıslahatların (I. Mahmut Islahatı) etkisiyle
1736 – 1739 Osmanlı – Rusya ve Avusturya Savaşları’nda galip gelmiştir.
Fransa’nın arabuluculuğu ile 1739 Belgrat Antlaşmaları yapıldı.
1739 Belgrat Antlaşması Osmanlı Devleti’nin 18. yüzyılda imzaladığı en
şerefli ve son kazançlı antlaşmadır.
1739 Belgrat Antlaşması ile Karadeniz’in bir Türk gölü olduğunu
Rusya son kez kabul etmiştir (I. Mahmut Dönemi).
I. Mahmut Dönemi’nde 1740’da ilk
kez Fransa’ya kapitülasyonlar sürekli hale getirilmiştir.
NOT: Arabuluculuk yaparak 1739 Belgrat
Antlaşmaları’nda karlı çıkmamızı sağladığı için böyle bir uygulama yapılmıştır.
Þ 1774 Küçük Kaynarca
Antlaşması ile ilk defa halkı Müslüman olan bir ülke (Kırım)
elden çıktı.
1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile; Fatih Dönemi’nde kazanılan
Karadeniz’deki Türk egemenliği sona ermiştir.
1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile Rusya ilk defa
Boğazları kullanarak sıcak denizlere inme imkânı elde etmiştir.
1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile Osmanlı Devleti; Ortodoksların
koruyucusu olma özelliğini kaybetti; Rusya ele geçirdi.
Osmanlı Devleti; 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile Rusya’ya ilk
kez kapitülasyon vermiş, Rusya Akdeniz’e ilk defa inmiştir.
Diğer devletlerden farklı olarak Rusya kapitülasyonları zorla
almıştır.
Osmanlı Devleti;
1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile ilk kez savaş tazminatı
ödemiştir. (Rusya’ya)
NOT:
Osmanlı Devleti’nin ödediği ilk savaş tazminatı’dır.
1774 Küçük Kaynarca
Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin 18. yüzyılda imzaladığı koşulları en ağır
antlaşmadır (I. Abdülhamit Dönemi).
1791 Ziştovi
Antlaşması’ndan sonra Osmanlı Devleti ile Avusturya arasındaki savaşlar tamamen
son bulmuştur.
1792 Yaş Antlaşması ile Osmanlı Devleti Kırım’ın Rusya’ya ait
olduğunu kesin olarak kabul etmiştir.
Fransa; 1798’de Mısır’ı işgal edince, İngiltere ve
Rusya Osmanlı’ya yardım etti; İşbirliği Antlaşması yapıldı
Rusya ile yapılan ikinci
işbirliği antlaşması’dır. (Birinci işbirliği antlaşması; İran’a karşı
yapılan 1724 II. İstanbul Antlaşması’dır.)
NOT:
Osmanlı ilk defa bu olayda “Denge Politikası” izlemiştir.
NOT:
Rus donanması tarihte ilk defa Boğazlardan serbestçe
geçmiştir.
Fransa; imzalanan 1802
El-Ariş Antlaşması ile Mısır’ı Osmanlı’ya geri verdi.
NOT: Bu olay ile Osmanlı – Fransız ilişkileri ilk kez bozulmuştur.
AVRUPA’DAKİ BAZI GELİŞMELERİN OSMANLI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Coğrafi
Keşiflerin Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri
Avrupalı devletlerin yeni ticaret
tolları bulmak amacıyla XV. ve XVI. yüzyıllarda gerçekleştirdikleri keşif
olaylarına Coğrafi Keşifler denir.
Osmanlı’nın elinde
bulunan İpek ve Baharat yolları Coğrafi Keşiflerle yeni ticaret yollarının
bulunması sonucunda önemini kaybetti.
Keşfedilen ülkelerden getirilen bol miktardaki altın ve gümüş
gibi değerli madenler Avrupa’dan Osmanlı pazarlarına girmiş, bu durum da
Osmanlı’da enflasyonun yükselmesine ve paranın değer kaybetmesine neden
olmuştur.
Osmanlı Devleti’nin vergi gelirleri azalmış, kapitülasyonların
arttırılmasıyla da ülke ekonomisi giderek çökmeye başlamıştır.
Osmanlı’nın
elindeki kervan yolları üzerinde faaliyet gösteren halk ve zanaatkârlar işsiz
kalmıştır. Bu durum da; Osmanlı Devleti’nde ekonomik sıkıntılara ve Celali
İsyanları’na zemin hazırlamıştır.
NOT: Baharat Yolu; 1869’da Osmanlı - Fransız
işbirliği sonucunda açılan Süveyş Kanalı ile eski önemine
kavuşacak; Akdeniz ticareti tekrar canlanacaktır.
NOT: İpek Yolu; 1952’de Don-Volga
Kanalı’nın açılmasıyla tekrar önem kazanmıştır. Rönesans’ın
Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri
Rönesans’la birlikte Avrupa’da bilim alanında deney ve gözleme dayalı pozitif
düşünce yayılmıştır. Bunun sonucunda da skolâstik düşünce zayıflamıştır.
Osmanlı Devleti Avrupa’daki
yeni gelişmeleri takip edemediği için bilimsel, teknik ve ekonomik alanlarda
Avrupa’nın gerisinde kalmıştır.
Reform’un Osmanlı Devleti
Üzerindeki Etkileri
XVI. yüzyılda Katolik mezhebindeki bozulmalar karşısında ilk olarak Almanya’da
başlayan dinde yenilik çalışmalarına Reform denir.
Osmanlı Devleti Reform
hareketlerinden etkilenmemiştir. Avrupa’da ise mezhep birliği bozulmuş; Katolik
ve Ortodoks mezhepleri
dışında
Protestan, Kalvenizm, Anglikanizm ve Presbiteryenlik mezhepleri ortaya
çıkmıştır.
Kanuni Sultan Süleyman;
Almanya’da bir ilahiyat profesörü olan Martin Luther’in Endüljans’a karşı
çıkması (protesto etmesi) ile başlayan Reform hareketlerine mali yardımda
bulunmuş; Reform hareketlerini ve mezhep ayrılıklarını desteklemiştir.
NOT: Reform ile gelen bölünme Şarlken’in Avrupa
devletlerini Osmanlı’ya karşı birleştirme ümidini söndürdü. Bu durum; Osmanlı’nın
Avrupa içlerine yürüyüşünü kolaylaştırdı.
Avrupa Hıristiyan toplumu
mezhep savaşları yaşarken Osmanlı Hıristiyanları barış ve huzur içinde
yaşamışlardır. Çünkü Osmanlı Devleti, Hıristiyan halkı kilisenin suiistimallerine
karşı koruyordu. Bu yüzden; Osmanlı Hıristiyanları Reform’dan
etkilenmemişlerdir.
Fransız İhtilali’nin
Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri
Fransız İhtilali, ekonomik, siyasal ve toplumsal yönden dünyayı derinden
etkileyen, sonuçları bakımından da çağdaş devlet ve toplumların oluşumunu
sağlayan evrensel bir olaydır.
Çok uslu bir yapıya sahip olan Osmanlı, zamanla 1789 Fransız İhtilali’nin
yaydığı “milliyetçilik” akımından zarar görmeye
başlamıştır.
Milliyetçilik akımıyla
azınlık isyanları ortaya çıkmış; Osmanlı parçalanmaya başlamıştır.
NOT: Milliyetçilik akımı etkisiyle Osmanlı’ya karşı ilk
ayaklanan millet Sırplar olmuştur.
Milliyetçilik akımı ve
azınlık isyanları; 1839 Tanzimat Fermanı, 1856 Islahat Fermanı ve 1876 I.
Meşrutiyet’in ilan edilmesinde etkili olmuştur.
NOT: Osmanlı Devleti; başlangıçta Fransız İhtilali’ni
Fransa’nın bir iç sorunu olarak görmüş ve fazla önem vermemiştir.
Sanayi İnkılâbı’nın
Osmanlı Devleti Üzerindeki Etkileri
Sanayi İnkılâbı, Avrupa’da el emeğinden fabrikasyon (makine) sistemine
geçilmesine verilen isimdir ve önce İngiltere’de başlamıştır.
Avrupa’dan gelen ucuz ve
kaliteli fabrika mallarıyla baş edemeyen Osmanlı Devleti’nde küçük atölyeler ve
el tezgâhları kapanmıştır.
Þ Ekonomik alanda Avrupa’ya
bağlılık artmıştır. Avrupa’nın açık pazarı haline gelmiştir.
Hammadde ve Pazar ihtiyacı nedeniyle Osmanlı toprakları
Avrupalılarca işgal edilmeye başlanmıştır.
Ekonomide başlayan
gerileme siyasi çöküşü hızlandırmıştır.