8 Nisan 2014 Salı

ANADOLU SELÇUKLU KÜLTÜR VE MEDENİYETİ

KÜLTÜR VE MEDENİYET

Devlet Yönetimi

Ø Anadolu Selçuklu Devleti’nin devlet yönetimi, temelde Büyük Selçuklular ile aynıdır.

Ø Beylikler ise, Selçukluları taklit ederek daha küçük ölçülerde de olsa kurumlarını oluşturmuşlardır.

Ø Daha önceki Türk devletlerinde de görüldüğü üzere, “Devlet hükümdar ailesinin (Hanedanın) ortak malıdır” anlayışı hâkimdi. Bu anlayış sık sık taht kavgalarına neden olmuştur.

Ø Ancak Anadolu Selçukluları, Anadolu coğrafyasının bir bütün olması sayesinde merkeziyetçi bir yönetim anlayışı oluşturmaya çalışmışlardır.

Ø Şehzadeler (melikler), çeşitli bölgelerde atabeylerin denetiminde eğitilir ve yöneticilik yaparlardı. Amaç meliklerin yönetim tecrübesi kazanmasını sağlamaktı.

Ø Büyük Selçuklularda görülen, Meliklerin (Şehzadelerin) kendi adlarına para bastırma, ordu kurma ve savaş açma gibi yetkileri Anadolu Selçukluları’nda kısıtlanmıştır. Bunun nedeni merkezi otoriteyi korumaktır.

Ø Anadolu Selçuklularında sultanlar, güçlerinin büyüklüğünü yansıtması için Keykubat,
Keyhüsrev, Keykavus gibi eski İran hükümdarlarının adlarını lakap olarak kullanmışlardır.

Ø Hükümdarlar “Sultan” ünvanını taşıyordu. Bunun yanında Rükneddin, Keykubat, Sultan-ı Azam, Sultan-ı Galip, Emir’ül Müminin, İzzeddin, İmameddin, Alaaddin, Gıyaseddin ünvanlarını da kullanmışlardır.

Ø Hükümdarlık sembolleri; Unvan ve lakaplar, para (sikke), tuğra, sancak, nevbet (bando - davul), otağ, saray, taht, taç, hutbe, tuğ, sikke (para), yüzük v.s.’dir.

Ø Ayrıca hükümdarlar Abbasi halifesinden menşur (onay) alırlardı.

Ø Anadolu Selçuklu Devleti’nde hükümdarların yetkileri sınırsız değildi (töre ve din kurallarına uymak zorundaydı.).

Ø Devlet işleri Divan-ı Saltanat adı verilen Büyük Divan’da (Divan-ı Ali) görüşülmüştür. Bu divan hükümdar ya da “vezir” başkanlığında toplanır ve güvenliğinden “Emir-i Şemşir” sorumluydu. Divana; İnşa, arz, işraf, istifa divanlarının başkanları katılma hakkına sahiptiler.

Ø Büyük Divana bağlı olarak;

 Hükümdar başkentte olmadığı zaman devlet işlerinin naiblerce (naib-i sultan - vekil) yürütüldüğü Niyabet-i Saltanat Divanı,
 Mali işlere bakan Divan-ı İstivfa,
 Yönetimle ilgili işleri denetleyen Divan-ı İşraf,
 İç ve dış yazışmaları düzenleyen; hükümdarın nişan ve tuğrasını çeken Divan-ı Tuğra,
 Askeri işlerin görüşüldüğü Divan-ı Arız bulunmaktaydı.

Ø Divan-ı Ali üyeleri şunlardı;

§ Vezir: Hükümdarlardan sonra gelen en yetkili kişiydi.
§ Naib: Hükümdar başkentte olmadığı zamanlarda devlet işlerine vekâlet ederdi.
§ Pervaneci: Arazi defterlerini tutar, iktaların dağıtımını yapardı. Ayrıca devletin istihbarat teşkilatından sorumludur.
§ Müstevfi: Mali işlerden sorumludur.
§ Tuğracı - Münşi: Yazışmaları yürütür, sultanın emir ve fermanlarına tuğra çekerdi.
§ Müşrif: İdari ve mali teftiş yapardı.
§ Emir-i Arız: Ordunun maaş ve ihtiyaçlarına bakardı.

Ø Adalet işlerinden Emir-i Dad sorumludur. Soruşturma ve tutuklamalara bakardı.

Kararlarında bağımsız olabilmesi için Divan-ı Ali’ye dahil edilmemiştir. (Adalet Bakanı).
Ø Anadolu Selçuklularında Divan-ı Saltanat’tan başka Meşveret Meclisi de bulunurdu. Bu mecliste, hükümdar olacak kişilerin belirlenmesinden, devletin iç ve dış politikalarına kadar pek çok konu görüşülürdü.

Ülke Yönetimi

Ø Ülke bazı idari bölümlere ayrılmıştı;

F Meliklerin Yönettiği Eyaletler: Yanlarına tecrübeli bir devlet adamı (Atabey) verilerek gönderilirlerdi. Doğrudan hükümdara bağlıydılar.

F Divan’a Bağlı Eyaletler: Divan tarafından görevlendirilen yüksek rütbeli komutanlar tarafından yönetilirlerdi. Bunlara Emir-i Sipehsalar (Subaşı) denilirdi.

F Uç Eyaletleri: Bizans sınırında bulunan bu eyaletleri, merkeze bağlı kalmak şartıyla Türkmen Beyleri yönetirdi.

 Bunların dışında şehirlerde güvenlik işlerinden sorumlu askeri yöneticiler olan Subaşılar ve adalet işlerinden sorumlu Kadılar bulunmaktaydı.
 Ayrıca yönetim alanında askeri vali olan Şıhne (önemli şehir merkezlerinde bulunurdu), belediye işlerine bakan Muhtesip adlı görevliler de şehirlerde görev yapardı.
 Beyliklerde ise hükümdarın temsilcisi olan iki yetkili bulunurdu. “Mirliva” adlı kişiler siyasi, “Kadı” ise yargı alanında yetkiliydi.

Ordu ve Donanma
Ø Ordu 3 bölümden oluşurdu;

Guleman-ı Saray (Hassa Ordusu): Devşirme usulüne göre oluşturulan merkez ordusudur. Devletten üç ayda bir maaş alırlardı (Kapıkulu Teşkilatı). Bu bölümdeki askerler Gulamhane denilen kışlalarda yetiştiriliyorlardı.

İkta Askerleri (Tımarlı Sipahiler): Ordunun en kalabalık bölümünü oluştururlardı. Tamamen Türklerden oluşan bu askerlerin hepsi süvariydi. Devletten maaş almazlar, bütün ihtiyaçları ikta sahiplerince karşılanırdı.

Türkmenler ve Yardımcı Kuvvetler: Uç bölgelerinde (sınırlarda) daima savaşa hazır durumda olan Türkmen aşiretleri ile bağlı beylik ve devletlerden gelen askerlerden oluşturulurdu.

§ Ayrıca savaş zamanlarında ihtiyaç olursa, geçici olarak ücretli asker de (Fecr-i Has) toplanırdı.
§ Ordunun başkomutanı Sultandır. O olmadığı zamanlarda başkomutanlığı Vezir veya Beylerbeyi (Emir’ül-Ümera) üstlenirdi.
§ Diğer ordu komutanlarına subaşı (sipehsalar, serleşker) denirdi.
§ Türkiye Selçukluları donanmaya önem vermişlerdir. Antalya, Alanya, Sinop ve Samsun’da tersaneler inşa edilmiş ve donanmalar kurulmuştu.
§ Donanma komutanlarına “Reis’ül-Bahr” veya “Melikü’s-Sevahil” denirdi (Deniz Kuvvetleri Komutanı).
NOT: Anadolu beyliklerinin ordu teşkilatında Selçuklu askeri teşkilatının etkisi görülmekteydi. Ancak Dulkadiroğulları ve Ramazanoğulları Beyliklerinde diğerlerinden farklı olarak Memlüklerin etkisi görülmekteydi.

Toprak Sistemi
Ø Toprak, devletin malı olup (Miri Arazi), kullanma hakkı halka aitti. Kullanılış amacına göre toprak, dört bölüme ayrılmıştır;

Has Arazi: Geliri hükümdara ait topraklardı.
Dirlik (İkta) Arazi: Ordu mensupları ve devlet memurlarına hizmet ve maaş karşılığı olarak verilen arazilerdi.
Mülk Arazi: Üstün hizmetleri görülen devlet adamlarına verilirdi. Bu toprağa sahip olanlar tam bir tasarruf hakkına sahipti. Devredebilir, satabilir veya miras bırakabilirdi.
Vakıf Arazi: Geliri hayır hizmetleri ve ilmi kuruluşların masraflarına ayrılmış arazilerdi. Vakıf arazisinin gelir ve giderlerini düzenleyen kişiye “Mütevelli” adı verilirdi.
Hukuk
Ø Adli teşkilat bütün beyliklerde ve Anadolu Selçuklu Devletinde “Şer’i” ve “Örfi” olarak ikiye ayrılmıştır.
Ø Kadılar Şer’i davalara bakardı ve başlarında Kadi’l-Kudat (Kadılar Kadısı) yer alırdı (Konya’da bulunurdu).
Ø Örfi hukuktan Emir-i Dad sorumluydu. Toplumun huzur ve asayişini bozan ve kanunlara uymayanların davalarına bakardı. Bu kurum aynı zamanda “Adalet Bakanlığı” niteliğindeydi.
Ø Emir-i Dad, gerektiğinde devlet ileri gelenlerini (vezir ve divan üyelerini) de yargılayabilirdi.
Ø Askeri davalarla Kazasker (Kadıasker / Kadıy-ı Leşker) ilgilenirdi.
Ø Divan-ı Mezalim adlı yüksek mahkemeye Sultan başkanlık eder ve ağır siyasi suçlara bakardı.
Ekonomi
Ø Ekonomik uğraşları tarım, hayvancılık, zanaat, dokumacılık, dericilik, madencilik, sanayi ve ticaretten oluşan ülke ekonomisinde en çok ticaret belirleyici olmuştur.
Ø Zanaatkârlar, aralarında dayanışmayı sağlamak için Ahilik teşkilatını kurmuşlardır. Her esnaf kendi mesleğiyle ilgili esnaf loncasına üye olmuştur.
Ø Ahi teşkilatının temelleri 12. yy'da Abbasiler zamanında düzenlenen “fütüvvet” teşkilatına kadar uzanır. Anadolu Ahiliğinin kurucusu Ahi Evran'dır (Osmanlı’daki adı “Lonca”dır.).
Ø Ahi teşkilatının görevleri; aynı meslekten olan üyeler arasında dayanışmayı sağlamak, üyeleri eğitmek, üretimde kalite ve standardı yükseltmek ve denetlemek, sosyal adaleti sağlamak, Narh sistemiyle fiyatları kontrol altında tutmak, devletle esnaf arasındaki ilişkileri düzenlemektir.

NOT: Ahilik teşkilatının vergi toplamak ve esnaflar arasındaki davalara bakmak gibi görevleri yoktur. Ayrıca gayrimüslimler bu teşkilata üye olamazlardı.

Ø Ticareti geliştirmek devletin temel politikası haline gelmişti. Bu dönemde Anadolu uluslararası bir ticaret merkezi olmuştu.
Ø En çok ticaret yapılan ülkeler Bizans, İran, Venedik, Ceneviz ve Arap ülkeleriydi. Çeşitli tarım ürünleri ile birlikte, yün, tiftik, ipek, halı, kilim ve deri satılırdı. Ayrıca koyun, sığır, at gibi hayvanlar ve şap, tuz, demir, bakır ve gümüş gibi maddeler alınır ve satılırdı.

Ø Anadolu Selçukluları ticareti geliştirmek için;

§ Anadolu’nun çeşitli yerlerine kervan yolları açmışlardır.
§ Tüccarların ücretsiz olarak konaklayabilmeleri için ticaret yolları üzerinde kervansaraylar yapmışlardır.
§ Yabancılardan düşük gümrük vergisi almışlardır.
§ Tüccarların mallarına devlet garantisi koymuşlardır (Sigorta sistemi).
§ Ticari amaçlı fetihler yapmışlardır (Sinop, Antalya, Suğdak, Alanya’nın fethi gibi).
§ Çeşitli devletlerle ticaret antlaşmaları imzalamışlardır.
§ Yabancı tüccarları Antalya, Konya, Kayseri ve Sivas gibi şehirlere; Türk tüccarları ise gayrimüslim memleketlerine yerleştirmişlerdir.

Ø Ayrıca Müslüman çiftçilerden alınan Öşür, Hıristiyan çiftçilerden alınan Haraç, gayrimüslim erkeklerden alınan Cizye, Ağnam (hayvan vergisi), Bac (pazar yeri vergisi), liman, gümrük, maden, tuzla, orman gelirleri, ganimet ve hediyeler de devletin önemli gelir kaynakları arasındaydı.
Ø Anadolu Selçuklu’da iki türlü hazine vardır; Hazine-i Amire (Devlet hazinesi), Hazine-i Hassa (Hükümdarın şahsına ait hazine).
Ø Türkler Anadolu'ya geldiklerinde bir süre yerli halkın kullandığı Bizans parasını kullanmak zorunda kaldı. İlk Selçuklu paraları önce bakır sonra gümüş ve altından basıldı. Gümüş paraya dirhem, altın paraya dinar demişlerdir. İlk para Sultan Mesut tarafından bastırılan bakır paradır (ekonomik bağımsızlık

kazanılmıştır.). İlk altın paralar II. Kılıçarslan tarafından 13.yy'da bastırılmıştır (ekonominin çok güçlü olduğunu gösterir.).
Sosyal Hayat
Ø Halk şehirli, köylü ve göçebe olmak üzere üçe ayrılıyordu.
Ø Anadolu Selçukluları bünyelerinde farklı milletten ve dinden olan insanları hoşgörüyle barındırmışlar ve onları huzur içinde yaşatmışlardır.
Ø Uygulanan iskân siyasetiyle Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması sağlanmıştır.
Ø Yerleşik hayata geçen Türkmenler üzerinde başta Ahilik (Ahi Evran) olmak üzere Babailik (Baba İlyas), Bektaşilik (Hacı Bektaşi Veli), Ekberilik (Sadrettin Konevi), Mevlevilik (Mevlana), Kadirilik (Abdülkadir Geylani), Kübrevilik (Şeyh Necmettin Kübra), Yesevilik (Ahmet Yesevi’nin takipçileri) ve Rufailik gibi tarikatlar etkili olmuştur.
Ø Bu tarikatlar, fetihlerde önemli hizmetlerde bulunmuşlardır. Fetih hareketlerinde, “baba, abdal, alp - eren ve ahilerin” önemli rolü bulunmaktadır.
Ø Tarikatlar dışında faaliyet gösteren dini nitelikli örgütler; Abdalan-ı Rum (Anadolu dervişleri teşkilatı), Bacıyan-ı Rum (Anadolu kadınları teşkilatı)), Gaziyan-ı Rum (Gaziler teşkilatı), Feteyan-ı Rum (Gençler teşkilatı)’dur.
Ø Anadolu da “Tasavvuf” anlayışı bu dönemde ortaya çıkmış ve bu anlayışa paralel olarak Anadolu’nun birçok yerinde tekke ve zaviyeler açılmıştır.

Yazı - Bilim - Kültür ve Edebiyat
Ø Anadolu Selçukluları resmi devlet dili ve edebiyat dili olarak Farsça’yı, bilim dili olarak da medreselerde Arapça’yı kullanmışlardı. Saray ve orduda ise Türkçe konuşulmaktaydı.

NOT: Farsça’nın resmi dil olarak kullanılmasının nedenleri; yüksek derecedeki devlet memurlarının Fars (İran) asıllı olması ve Farsça’nın işlek ve yaygın bir dil olmasıdır. Bu durum Türk kültürüne ve diline zarar vermiştir.

Ø Beyliklerde ve Türkmenler arasında her alanda Türkçe kullanılmıştır.
Ø Beylikler döneminde Karamanoğlu Mehmet Bey 13 Mayıs 1277’de yayınladığı fermanla “Bugünden sonra divanda, dergâhta, bargâhta ve meydanda Türkçe’den başka dil kullanılmaya” diyerek herkesi Türkçe konuşmaya yöneltmiştir (İlk kez Türkçe, Anadolu’da resmi dil olmuştur.).

Ø Bununlar beraber Moğol istilasından kaçıp Anadolu’ya gelen birçok şair, yazar ve bilim adamı Anadolu’da Türk dilinin yaygınlaştırılmasında etkili olmuşlardır.
Ø XII. ve XIII. yüzyıl Anadolu düşünce hayatının önemli isimleri olan Âşık Paşa, Yunus Emre, Sadrettin Konevi ve Nesimi gibi şahsiyetler her alanda Türkçeyi kullanmışlardır.
Ø Anadolu Türkçesi’nin ilk eserlerini Ahmed Fakih, Sultan Veled, Şeyyad Hamza ve Yunus Emre vermiştir. Bu nedenle özellikle beylikler ve Türkmenler Türk dili ve edebiyatının yerleşip yayılmasında çok önemli katkılarda bulunmuşlardır.
Ø Hoca Dehhani ilk Türkçe divanı yazmıştır. Aruz veznini Türkçeye uyarlayan Divan Edebiyatı onunla başlamıştır.
Ø Bu dönemde Anadolu’da Halk Edebiyatı, Divan Edebiyatı ve Tasavvuf Edebiyatı gelişme göstermiştir;


Battalname, Danişmentname, Garipname (Aşık Paşa), Dede Korkut Hikayeleri, Bektaşi ve Nasrettin Hoca Fıkraları, Mantıku’t Tayr- Kuşların Dili, Felekname (Gülşehri) Halk Edebiyatı’na ait önemli eserlerdir.

Mevlana (Mesnevi, Divan-ı Kebir, Fihi Mafih, Divan-ı Şemsü’l Hakayık - Ayrılık Kasidesi), Yunus Emre (Divan, Risaletü’n Nushiyye) ve Hacı Bektaş-i Veli (Makalat), Muhyiddin Arabî Tasavvuf Edebiyatı alanında yetişmiş önemli kişilerdir.

Hoca Dehhani (Selçuklu Şehnamesi), Germiyanlı Ahmedi (Divan, İskendername ve Cemşid-ü Hurşid) ve Hoca Mesut, Divan Edebiyatı’nın ünlü isimlerindendir.

Ø Türklerin Anadolu’ya geldikleri yüzyıllardaki etkinliklerini anlatan Danişment Gazi ve Battal Gazi destanları da bu döneme aittir.
Ø Anadolu’da ilk medreseyi Danişmentliler kurmuştur. Selçuklu sultanlarından II. Kılıçarslan, Konya ve Aksaray medreselerini açmıştır.
Ø Ayrıca şeyhlerin önderliğinde açılan tekke ve zaviyelerde Türkmen halkın çocukları eğitilirdi.
Sanat
Ø Sanat dalı olarak en çok Mimari gelişmiştir. Mimari eserler;

F Dini Mimari: Cami, Medrese, Külliye, Kümbet, Türbe, Tekke, Zaviye, Mescit
F Sivil Mimari: Köşk, Saray, Darüşşifa, Kervansaray, Han, Hamam, Köprü,
F Askeri Mimari: Sur, Kale, Burç, Kule, Kışla, Tersane şeklinde ayrılmıştır.

Ø Mimaride ilk yapılan eserler camilerdir. Anadolu’da yapılan ilk camii; Diyarbakır Ulu Camii’dir (Arap orduları 639 tarihinde Diyarbakır’ı ele geçirdiği zaman buradaki büyük bir kiliseyi cami olarak kullanmıştır.).
Ø Bunun yanı sıra mescitler, medreseler, kümbetler (türbeler), külliyeler, kervansaraylar, köprüler ve darüşşifalar da yapılmıştır.
Ø Mimari eserlerde Orta Asya Türk özelliklerini de görmek mümkündür (Kümbetler).
Ø Süsleme sanatı oldukça gelişmiştir. Ayrıca halı dokuma sanatı, tezhip, minyatür, hat, nakkaşlık, ebru, kakmacılık ciltçilik, kabartma, çinicilik (Mimaride yüzeyleri süslemek için kullanılan bir yüzü sırlı pişmiş toprak levhalara çini denir.) sanatları da gelişmiştir.
Ø İslam düşüncesine aykırılık taşıdığı için resim ve heykeltıraşlığa izin verilmemiştir.
Ø Süsleme sanatında; bitki ve hayvan figürleri (kuş, balık), geometrik şekiller ve yazı figürleri kullanılmıştır.

Ø Yapı ve süsleme malzemeleri olarak taş, ahşap, çini, tuğla ve alçı kullanılmıştır.

Ø Konya Sırçalı Medrese ve Karatay Medresesi çini sanatının en güzel örnekleridir. Dış mimaride en çok taş işçiliği kullanılmıştır.
Ø Anadolu Selçukluları ve Beylikler armalarında ve paralarında arslan resmi kullanmışlardır. Selçukluların sembolü haline gelen çift başlı kartal ve diğer hayvan figürleri Konya surlarında kullanılmıştır.

Ø Anadolu Selçukluları ve beylikler, Anadolu’yu sayısız mimari eserle donatarak, Osmanlı’ya iyi bir miras bırakmışlardır. Bu nedenle de Osmanlı Devleti, Anadolu’ya fazla mimari eser yapmamış, daha çok İstanbul ve Balkanlara ağırlık vermiştir.

Ø Bu dönemde Türkler tarafından İslam mimarisine önemli yapıtlar kazandırılmıştır. Bunlar;

F Külliye: Genellikle bir camii etrafında kurulmuş medrese, kütüphane, imarethane, hamam ve şifahane (hastane) gibi yapıların bütünüdür.

 Mengücekliler Dönemi’ne ait olan Divriği Külliyesi, Anadolu’nun en eski külliyesidir.
 Anadolu Selçuklu Devleti’ne ait ilk külliye, Kayseri Hunat Hatun Külliyesi’dir.

F Darü’ş-şifa: Hastaların tedavisi için açılmış kurumdur. Anadolu’da ilk şifahane, Kayseri’de açılan “Gevher Nesibe Şifahanesi”dir (1205). Aynı zamanda bu yapıda dünyanın ilk psikiyatri kliniği de bulunmaktadır (Bimarhane / Tımarhane).

F Kümbet (Anıt Mezar): Dört duvar üzerine kubbeyle örtülmüş anıt mezarlardır. Türklerin İslam mimarisine kazandırdıkları en önemli yapıttır. Türkmen çadırlarının mimariye yansımasıdır.

F İmarethane: Yoksul ve gurebaya (kimsesizlere) ücretsiz olarak yemek dağıtılan kurumdur.

F Medreseler: Türk İslam devletlerinde bilim ve düşünce hayatının merkezidir. Anadolu Selçuklu ve Beylikler döneminin en önemli eğitim ve öğretim kurumlarıdır.


Þ Danişmentlilerin yaptırdığı Tokat ve Niksar’daki Yağıbasan Medreseleri, Anadolu’da açılan ilk medresedir.
 1193’de kurulan Kayseri Koca Hasan Medresesi, Anadolu Selçuklularının açtığı ilk medresedir.

F Kervansaray: Ticaret yolları üzerine tüccarların konaklaması için yapılan, amacı ticareti geliştirmek, yolların güvenliğini sağlamak olan yapılardır. Kervansaraylar birbirlerinden bir günlük uzaklıkta inşa edilirdi.

Þ Anadolu’da yapılan ilk kervansaray II. Kılıçarslan döneminde tamamlanan Aksaray – Kayseri yolu üzerindeki “Alay Han”dır.
 Konya – Aksaray yolu üzerindeki “Sultan Hanı” ile Kayseri – Sivas yolu üzerindeki “Sultan Hanı” dönemin en büyük iki kervansarayıdır.
Anadolu Selçuklu Devleti Dönemi Eserleri
F Anadolu Selçuklu Camileri

Þ Konya Alâeddin Camii (1155 – 1219): Anadolu Selçuklu Devleti’ne ait Konya’daki en eski eserdir.
 Niğde Alâeddin Camii (1223): Çok kubbeli camilerin ilk örneğidir.
 Malatya Ulu Camii (1224): Anadolu’da yaptırılan en eski camiidir.
 Sivas Ulu Camii

Þ Konya Sahip Ata Camii ve Külliyesi: Türbe, han ve hamamdan oluşur.
 Afyon Ulu Camii: Ağaç direklidir.
 Sivrihisar Ulu Camii: Ağaç direklidir.
 Kayseri Hunad Hatun Camii (1238): Hunat Hatun Külliyesi’nin içindedir.
 Amasya Burmalı Minare Camii (1237 – 1247)
 Sinop Ulu Camii (Alâeddin Camii) (1267)
 Amasya Gökmedrese Camii (1266 – 1267)
 Ankara Arslanhane Camii
 Ayaş Ulu Camii
 Kayseri Lale Camii
 Kayseri Hacı Kılıç Camii ve Külliyesi
 Kayseri Develi Ulu Camii: (1281): Anadolu Selçuklularının son camisidir.


F Anadolu Selçuklu Mescitleri

üKonya Taş Mescit (12159
ü Konya Sırçalı Mescit
ü Konya Karatay Mescidi – 1248
ü Konya Hoca Hasan Mescidi

ü Konya Erdemşah Mescidi
ü Çankırı Taş Mescid
ü Akşehir Küçük Ayasofya Mescidi
ü Akşehir Güdük Minare Mescidi – 1226
ü Harput Alaca Mescit (Arap Baba Mescidi – 1279)
NOT: Mescit: Minberi olmayan küçük camilerdir. Tek kubbeli veya düz çatılıdır.
F Anadolu Selçukluları Dönemi Kümbet ve Türbeleri

· Konya II. Kılıçarslan Kümbeti
· Kayseri Döner Kümbet
· Kırşehir Melik Gazi Kümbeti
· Kırşehir Cacabey Kümbeti
· Ahlat Ulu Kümbet
· Niğde Hüdavent Hatun Kümbeti


F Anadolu Selçuklu Medreseleri

v Kayseri Koca Hasan Medresesi (1193): Anadolu Selçuklularına ait ilk medresedir.
v Kayseri Hunat Hatun Medresesi: Anadolu Selçuklu Devleti’nin ilk komleks yapısıdır (Külliye).
v Konya Karatay Medresesi (1251): Çini ve hat sanatı ile ünlüdür
v Konya Sırçalı Medrese (1242 ): Çini ve hat sanatı ile ünlüdür. Açık avlulu medrese örneklerindendir.
v Konya Altun Aba Medresesi

v Konya İnce Minareli Medrese (1260): Anadolu Selçuklu Veziri Sahip Ata yaptırmıştır.
v Konya Çifte Minareli Medrese
v Kayseri Çifte Medrese
v Sivas Gök Medrese: Anadolu Selçuklu Veziri Sahip Ata tarafından yaptırılmıştır. Kapısının kenarında yaprak motifi vardır. Bunun üst kısmında Orta Asya hayvan takvimi yerleştirilmiştir.
v Sivas Burûciye Medresesi
v Sivas Şifaiye Medresesi: Tıp okulu şeklinde yapılan en eski yapıttır.
v Sivas Çifte Minareli Medrese
v Kırşehir Cacabey Medresesi (1272 - 1273): Rasathane niteliği vardır (ilk kez).
v Akşehir Taş Medrese
v Amasya Gökmedrese.
v Erzurum Çifte Minareli Medrese: Anadolu'nun en büyük medresesidir.

F Anadolu Selçuklu Darüşşifaları

Kayseri Gevher Nesibe Hatun Darüşşifası: Anadolu'nun en ünlü ve en eski darüşşifasıdır.
Konya I. İzzeddin Keykavus Darüşşifası
Aksaray Alâeddin Keykubat Darüşşifası
Amasya Torumtay Darüşşifası
Tokat Müineddin Pervane Darüşşifası
Kayseri Gıyasiye Darüşşifası

F Anadolu Selçuklu Sarayları
² Alanya Alaiye Sarayı
² Beyşehir Kubadabad Sarayı  
²Kubadiye Köşkü


F Anadolu Selçuklu Kervansarayları

² Evdir Han
² Kırkgöz Hanı
² Öresun Han
² Çiftlik Han
² Ezine Pazar Han
² Sultan Han
² Zazadin Han
² Alay Han
² Sarı Han
² Altınapa Han
² Çay Han
² İshaklı Han
² Ağzı Kara Han
ÖNEMLİ HATIRLATMALAR
Þ 1071 Malazgirt Savaşı sonucunda Anadolu’da Türkiye Tarihi başlamış ve ilk Türk Beylikleri kurulmuştur (Danişmentliler, Artuklular, Mengücekliler, Saltuklular ve Çaka Beyliği).
 Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurucusu; Selçuk Bey’in torunu olan Kutalmış’ın oğullarından Süleyman Şah’tır.
 Türkiye Selçukluları, merkezi Anadolu’da olan ilk Türk-İslam devletidir.
I. Haçlı Seferi’nde Haçlılar, Anadolu’dan geçmek isteyince I. Kılıçarslan onlarla savaşmış ve Haçlılara büyük kayıplar verdirmiştir. Ancak İznik Haçlıların eline geçmiştir. Bunun üzerine başkent Konya’ya taşınmıştır.
 Anadolu Selçuklu Hükümdarı I. Mesut Dönemi’nde Anadolu, Avrupalılar tarafından ilk defa “Türkiye” adıyla anılmaya başlamıştır.
 I. Mesut Dönemi’nde ayrıca İlk Türkiye Selçuklu parası (Bakır) bastırılmıştır (Ekonomik bağımsızlı kazanıldı.). Bununla beraber Türkiye Selçuklu Devleti’nin bayındırlık ve kurumsallaşma faaliyetleri ilk defa bu dönemde başlamıştır.
 II. Kılıçarslan Dönemi’nde Bizans’ın Selçukluları Anadolu’dan kesin olarak atmak istemesi üzerine Miryokefalon Savaşı (1176) yapılmıştır. Bizans ordusu ağır bir yenilgiye uğramıştır. Bu savaş sonucunda;
F Anadolu’nun Türk yurdu olduğu kesinleşmiştir.
F Bizans’ın Anadolu’yu alma ümidi sona ermiştir.
FHaçlı Seferleri’yle Bizans’a geçen üstünlük yeniden Türklere geçmiştir.
F Bizans savunmaya, Türkler ise taarruza geçmiştir.
F Batılı kaynaklarda Anadolu’ya “Türk İli” denilmeye başlanmıştır.
NOT: Bu savaş, sonuçları itibariyle Kurtuluş Savaşı’ndaki Sakarya ve Başkomutanlık Muharebesine benzemektedir. Çünkü ikisinde de savunmadan saldırıya geçilmiştir.
NOT: Türklerin Batılılar karşısındaki bu taarruz üstünlüğü Osmanlı Devleti dönemindeki II. Viyana Kuşatması’yla sona erecektir.
NOT: Türklere Anadolu’nun kapılarını açan savaş 1071 Malazgirt Savaşı, Anadolu’yu kesin Türk yurdu yapan savaş ise 1176 Miryokefalon Savaşı’dır.
 II. Kılıçarslan Dönemi’nde, ilk defa altın ve gümüş para bastırılmıştır ki bu da ekonominin güçlendiğini gösterir.

Þ II. Kılıçarslan Dönemi’nde ayrıca, kervansaraylar yapılmış ve ticaret yolları ortaya çıkarılmıştır. Ticareti geliştirmek için tüccarların can ve mal güvenliği sağlanmıştır.
 II. Kılıçarslan Dönemi’nin diğer bir önemli olayı ise III. Haçlı Seferi’nin meydana gelmesidir.
 II. Kılıçarslan son yıllarında, veraset sistemi doğrultusunda yani Türk hâkimiyet anlayışı gereği ülkeyi 11 oğlu arasında paylaştırdı. Bu durum ülkede kardeşler arasında taht kavgalarına neden olmuş ve devletin merkezi otoritesi sarsılmıştır.
 I. Gıyaseddin Keyhüsrev Dönemi’nde Antalya fethedilerek Anadolu Selçuklu Devleti’nde ilk defa denizcilik faaliyetlerine başlanmıştır. Ayrıca buranın alınmasıyla Anadolu Selçukluları ilk defa Akdeniz’e inmiş oluyordu.
 I. Gıyaseddin Keyhüsrev Dönemi’nde uluslararası ticareti teşvik amacıyla Venediklilerle ilk defa bir ticaret antlaşması imzalanmıştır.
 I. İzzeddin Keykavus Dönemi’nde Sinop’un alınmasıyla Anadolu Selçuklu Devleti ilk defa Karadeniz’e ulaşmış oluyordu.
 I. Alaaddin Keykubat Dönemi, Anadolu Selçuklu Devleti’nin en parlak dönemidir.
 I. Alaaddin Keykubat Dönemi’nde, Anadolu Türk siyasi birliği büyük ölçüde sağlanmıştır.
 I. Alaaddin Keykubat Dönemi’nde, Sinop’taki donanma ile Kırım’ın Suğdak limanına ilk defa bir deniz aşırı sefer düzenlenmiştir.
 I. Alaaddin Keykubat Dönemi’nde, Harzemşah Devleti’ne karşı 1230 Yassıçemen Savaşı kazanılmıştır (Bu savaştan kısa bir süre sonra Harzemşahlar yıkılmış ve Anadolu Moğol istilasına açık hale gelmiştir.).
 II. Gıyaseddin Keyhüsrev Dönemi’nde ortaya çıkan 1240 Baba İshak (Babailer) İsyanı Türkiye Tarihi’nde çıkan ilk dini nitelikli ayaklanmadır.

 II. Gıyaseddin Keyhüsrev Dönemi’nde İlhanlı Moğol Devleti iler yapılan 1243 Kösedağ Savaşı sonucunda;

F Anadolu Selçukluları, Moğollara vergi veren bağımlı bir devlet haline geldi.
F Taht kavgaları başlamış ve merkezi otorite bozulmuştur.
F Anadolu Türk siyasi birliği bozuldu. Anadolu’da yeniden birçok beylik kuruldu (Kösedağ Savaşı bu yönüyle 1042 Ankara Savaşı’na benzer.).

F Anadolu Selçuklu Devleti yıkılma sürecine girdi.
F Türklerin batıya ilerleyişi durmuştur.

 1243 Kösedağ Savaşı’ndan sonra Anadolu’da başlayan II. Beylikler Dönemi’ne ait bazı beylikler şunlardır;

F Osmanoğulları,  
F Karamanoğulları (Osmanlı’yı en çok uğraştıran beylik),
F Germiyanoğulları (Osmanlı’ya kendi isteği ile katılmıştır.),
F Hamitoğulları, bir kısın toprağını osmanlıya  satmıştır
F Candaroğulları (İsfendiyaroğulları - denizci),
F Saruhanoğulları (denizci),
F Aydınoğulları (denizci),
F Menteşeoğulları (denizci),
F Karesioğulları (denizci – Osmanlı’nın aldığı ilk beylik – kendi isteği ile katılmıştır.),
F Tacettinoğulları (denizci),
F Ramazanoğulları (Osmanlı’ya katılan son beylik),
F Dulkadiroğulları (Yavuz Sultan Selim tarafından Turnadağ Savaşı’yla toprakları Osmanlı’ya katılmıştır)


Þ Karamanoğlu Mehmet Bey Dönemi’nde Türkçe resmi dil haline getirilmiştir. Anadolu’da Türkçeyi ilk defa resmi dil haline getiren beyliktir (13 Mayıs 1277).
 Karamanoğulları, Anadolu Türk siyasi birliğinin sağlanması sürecinde Osmanlıları en fazla uğraştıran beyliktir.
 Germiyanoğulları, I. Murat Dönemi’nde, Şehzade Yıldırım’ın Germiyan Beyi Süleyman Şah’ın kızı Devletşah Hatun ile evlendirilmesi sonucu, topraklarının bir kısmını Osmanlılara çeyiz olarak bıraktılar.
 Hamitoğulları, I. Murat Dönemi’nde bir kısım topraklarını Osmanlı’ya satmıştır (Isparta, Yalvaç, Eğirdir).
 Karesioğulları, Osmanlı’nın aldığı ilk beyliktir (Osmanlı donanmasının temelini oluşturmuşlardır.).

 Türk Tarihi’nde üç önemli “Fetret Devri” yaşanmıştır. Bunlar;

F Melikşah’ın ölümüyle başlayan, Sencer’in hükümdar olmasıyla sona eren dönem (1092 - 1117) (B.Selçuklu)
F Kösedağ Savaşı ile başlayan, Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılması ile sona eren dönem (1243 - 1308) (A. Selçuklu)
F Ankara Savaşı ile başlayan, Çelebi Mehmet’in hükümdar olması ile sona eren dönem (1402 - 1413) (Osmanlı Devleti).