KÜLTÜR VE MEDENİYET
Devlet Yönetimi
Ø Anadolu Selçuklu
Devleti’nin devlet yönetimi, temelde Büyük
Selçuklular ile aynıdır.
Ø Beylikler ise,
Selçukluları taklit ederek daha küçük ölçülerde de olsa kurumlarını
oluşturmuşlardır.
Ø Daha önceki Türk
devletlerinde de görüldüğü üzere, “Devlet
hükümdar ailesinin (Hanedanın) ortak malıdır” anlayışı hâkimdi. Bu
anlayış sık sık taht kavgalarına
neden olmuştur.
Ø Ancak Anadolu
Selçukluları, Anadolu coğrafyasının bir bütün olması sayesinde merkeziyetçi bir yönetim anlayışı oluşturmaya
çalışmışlardır.
Ø Şehzadeler
(melikler), çeşitli bölgelerde atabeylerin denetiminde eğitilir ve yöneticilik
yaparlardı. Amaç meliklerin yönetim
tecrübesi kazanmasını sağlamaktı.
Ø Büyük Selçuklularda
görülen, Meliklerin (Şehzadelerin)
kendi adlarına para bastırma, ordu
kurma ve savaş açma gibi
yetkileri Anadolu Selçukluları’nda
kısıtlanmıştır. Bunun nedeni merkezi otoriteyi korumaktır.
Ø Anadolu
Selçuklularında sultanlar, güçlerinin büyüklüğünü yansıtması için Keykubat,
Keyhüsrev, Keykavus gibi eski İran hükümdarlarının adlarını lakap olarak kullanmışlardır.
Ø Hükümdarlar “Sultan” ünvanını taşıyordu. Bunun
yanında Rükneddin, Keykubat,
Sultan-ı Azam, Sultan-ı Galip, Emir’ül Müminin, İzzeddin, İmameddin, Alaaddin, Gıyaseddin ünvanlarını
da kullanmışlardır.
Ø Hükümdarlık
sembolleri; Unvan ve lakaplar, para (sikke), tuğra, sancak, nevbet (bando -
davul), otağ, saray, taht, taç, hutbe, tuğ, sikke (para), yüzük v.s.’dir.
Ø Ayrıca hükümdarlar
Abbasi halifesinden menşur (onay) alırlardı.
Ø Anadolu Selçuklu
Devleti’nde hükümdarların yetkileri
sınırsız değildi (töre ve din kurallarına uymak zorundaydı.).
Ø Devlet
işleri Divan-ı Saltanat adı
verilen Büyük Divan’da (Divan-ı Ali) görüşülmüştür. Bu
divan hükümdar ya da “vezir” başkanlığında
toplanır ve güvenliğinden “Emir-i
Şemşir” sorumluydu. Divana; İnşa, arz, işraf, istifa divanlarının
başkanları katılma hakkına sahiptiler.
Ø Büyük Divana bağlı olarak;
Hükümdar başkentte olmadığı zaman devlet işlerinin naiblerce (naib-i sultan - vekil) yürütüldüğü Niyabet-i Saltanat Divanı,
Mali işlere bakan Divan-ı
İstivfa,
Yönetimle ilgili işleri denetleyen Divan-ı İşraf,
İç ve dış yazışmaları düzenleyen; hükümdarın nişan ve tuğrasını
çeken Divan-ı Tuğra,
Askeri işlerin
görüşüldüğü Divan-ı Arız bulunmaktaydı.
Ø Divan-ı Ali üyeleri şunlardı;
§ Vezir: Hükümdarlardan sonra gelen en yetkili kişiydi.
§ Naib: Hükümdar başkentte olmadığı zamanlarda devlet işlerine vekâlet
ederdi.
§ Pervaneci: Arazi defterlerini tutar, iktaların dağıtımını yapardı. Ayrıca
devletin istihbarat teşkilatından sorumludur.
§ Müstevfi: Mali işlerden sorumludur.
§ Tuğracı - Münşi: Yazışmaları yürütür, sultanın emir ve
fermanlarına tuğra çekerdi.
§ Müşrif: İdari ve mali teftiş yapardı.
§ Emir-i Arız: Ordunun maaş ve
ihtiyaçlarına bakardı.
Ø Adalet
işlerinden Emir-i Dad sorumludur.
Soruşturma ve tutuklamalara bakardı.
Kararlarında bağımsız olabilmesi için Divan-ı Ali’ye dahil
edilmemiştir. (Adalet Bakanı).
Ø Anadolu
Selçuklularında Divan-ı Saltanat’tan başka Meşveret Meclisi de bulunurdu. Bu mecliste, hükümdar olacak
kişilerin belirlenmesinden, devletin iç ve dış politikalarına kadar pek çok
konu görüşülürdü.
Ülke Yönetimi
Ø Ülke
bazı idari bölümlere ayrılmıştı;
F Meliklerin Yönettiği Eyaletler: Yanlarına tecrübeli bir devlet adamı (Atabey) verilerek gönderilirlerdi.
Doğrudan hükümdara bağlıydılar.
F Divan’a Bağlı Eyaletler: Divan
tarafından görevlendirilen yüksek
rütbeli komutanlar tarafından yönetilirlerdi. Bunlara Emir-i Sipehsalar (Subaşı) denilirdi.
F Uç Eyaletleri: Bizans sınırında
bulunan bu eyaletleri, merkeze bağlı kalmak şartıyla Türkmen Beyleri yönetirdi.
Bunların dışında şehirlerde güvenlik işlerinden sorumlu askeri
yöneticiler olan Subaşılar ve
adalet işlerinden sorumlu Kadılar bulunmaktaydı.
Ayrıca yönetim alanında askeri vali olan Şıhne (önemli şehir merkezlerinde
bulunurdu), belediye işlerine bakan Muhtesip
adlı görevliler de şehirlerde görev yapardı.
Beyliklerde ise
hükümdarın temsilcisi olan iki yetkili bulunurdu. “Mirliva” adlı kişiler siyasi, “Kadı” ise yargı alanında yetkiliydi.
Ordu ve Donanma
Ø Ordu
3 bölümden oluşurdu;
Guleman-ı Saray (Hassa Ordusu): Devşirme usulüne
göre oluşturulan merkez ordusudur. Devletten üç ayda bir maaş alırlardı
(Kapıkulu Teşkilatı). Bu bölümdeki askerler Gulamhane denilen kışlalarda yetiştiriliyorlardı.
İkta Askerleri (Tımarlı Sipahiler): Ordunun
en kalabalık bölümünü
oluştururlardı. Tamamen Türklerden
oluşan bu askerlerin hepsi süvariydi. Devletten maaş almazlar, bütün ihtiyaçları ikta
sahiplerince karşılanırdı.
Türkmenler ve Yardımcı Kuvvetler: Uç
bölgelerinde (sınırlarda) daima savaşa hazır durumda olan Türkmen
aşiretleri ile bağlı beylik ve devletlerden gelen askerlerden oluşturulurdu.
§ Ayrıca savaş
zamanlarında ihtiyaç olursa, geçici olarak ücretli asker de (Fecr-i
Has) toplanırdı.
§ Ordunun başkomutanı Sultandır. O olmadığı
zamanlarda başkomutanlığı Vezir veya
Beylerbeyi (Emir’ül-Ümera) üstlenirdi.
§ Diğer ordu
komutanlarına subaşı (sipehsalar, serleşker) denirdi.
§ Türkiye Selçukluları
donanmaya önem vermişlerdir. Antalya,
Alanya, Sinop ve Samsun’da
tersaneler inşa edilmiş ve donanmalar kurulmuştu.
§ Donanma
komutanlarına “Reis’ül-Bahr” veya
“Melikü’s-Sevahil” denirdi
(Deniz Kuvvetleri Komutanı).
NOT: Anadolu beyliklerinin ordu teşkilatında Selçuklu askeri
teşkilatının etkisi görülmekteydi. Ancak Dulkadiroğulları ve Ramazanoğulları
Beyliklerinde diğerlerinden farklı olarak Memlüklerin etkisi
görülmekteydi.
Toprak Sistemi
Ø Toprak,
devletin malı olup (Miri Arazi),
kullanma hakkı halka aitti. Kullanılış amacına göre toprak, dört bölüme
ayrılmıştır;
Has Arazi: Geliri
hükümdara ait topraklardı.
Dirlik (İkta) Arazi: Ordu
mensupları ve devlet memurlarına hizmet ve maaş karşılığı olarak verilen
arazilerdi.
Mülk Arazi: Üstün
hizmetleri görülen devlet adamlarına verilirdi. Bu toprağa sahip olanlar tam bir
tasarruf hakkına sahipti. Devredebilir, satabilir veya miras bırakabilirdi.
Vakıf Arazi: Geliri hayır
hizmetleri ve ilmi kuruluşların masraflarına ayrılmış arazilerdi. Vakıf
arazisinin gelir ve giderlerini düzenleyen kişiye “Mütevelli” adı verilirdi.
Hukuk
Ø Adli teşkilat bütün
beyliklerde ve Anadolu Selçuklu Devletinde “Şer’i” ve “Örfi” olarak
ikiye ayrılmıştır.
Ø Kadılar Şer’i davalara bakardı ve başlarında Kadi’l-Kudat (Kadılar Kadısı) yer alırdı (Konya’da bulunurdu).
Ø Örfi hukuktan Emir-i Dad sorumluydu. Toplumun
huzur ve asayişini bozan ve kanunlara uymayanların davalarına bakardı. Bu kurum
aynı zamanda “Adalet Bakanlığı” niteliğindeydi.
Ø Emir-i Dad,
gerektiğinde devlet ileri gelenlerini (vezir ve divan üyelerini) de yargılayabilirdi.
Ø Askeri davalarla Kazasker
(Kadıasker / Kadıy-ı Leşker) ilgilenirdi.
Ø Divan-ı Mezalim adlı yüksek mahkemeye Sultan başkanlık
eder ve ağır siyasi suçlara bakardı.
Ekonomi
Ø Ekonomik uğraşları
tarım, hayvancılık, zanaat, dokumacılık, dericilik, madencilik, sanayi ve
ticaretten oluşan ülke ekonomisinde en
çok ticaret belirleyici olmuştur.
Ø Zanaatkârlar,
aralarında dayanışmayı sağlamak
için Ahilik teşkilatını
kurmuşlardır. Her esnaf kendi mesleğiyle ilgili esnaf loncasına üye olmuştur.
Ø Ahi teşkilatının temelleri
12. yy'da Abbasiler zamanında düzenlenen “fütüvvet” teşkilatına kadar uzanır. Anadolu Ahiliğinin
kurucusu Ahi Evran'dır (Osmanlı’daki adı “Lonca”dır.).
Ø Ahi
teşkilatının görevleri; aynı meslekten olan üyeler arasında dayanışmayı
sağlamak, üyeleri eğitmek, üretimde kalite ve standardı yükseltmek ve
denetlemek, sosyal adaleti sağlamak, Narh
sistemiyle fiyatları kontrol altında tutmak, devletle esnaf
arasındaki ilişkileri düzenlemektir.
NOT: Ahilik teşkilatının vergi
toplamak ve esnaflar
arasındaki davalara bakmak gibi görevleri yoktur. Ayrıca gayrimüslimler bu teşkilata üye olamazlardı.
Ø Ticareti geliştirmek devletin temel politikası haline
gelmişti. Bu dönemde Anadolu
uluslararası bir ticaret merkezi olmuştu.
Ø En
çok ticaret yapılan ülkeler Bizans,
İran, Venedik, Ceneviz ve Arap
ülkeleriydi. Çeşitli tarım ürünleri ile birlikte, yün, tiftik, ipek,
halı, kilim ve deri satılırdı. Ayrıca koyun, sığır, at gibi hayvanlar ve şap,
tuz, demir, bakır ve gümüş gibi maddeler alınır ve satılırdı.
Ø Anadolu Selçukluları ticareti geliştirmek için;
§ Anadolu’nun çeşitli
yerlerine kervan yolları açmışlardır.
§ Tüccarların ücretsiz
olarak konaklayabilmeleri için ticaret yolları üzerinde kervansaraylar yapmışlardır.
§ Yabancılardan düşük gümrük vergisi almışlardır.
§ Tüccarların mallarına
devlet garantisi koymuşlardır (Sigorta
sistemi).
§ Ticari amaçlı
fetihler yapmışlardır (Sinop,
Antalya, Suğdak, Alanya’nın fethi gibi).
§ Çeşitli devletlerle ticaret antlaşmaları imzalamışlardır.
§ Yabancı
tüccarları Antalya, Konya, Kayseri
ve Sivas gibi şehirlere; Türk tüccarları ise gayrimüslim memleketlerine yerleştirmişlerdir.
Ø Ayrıca Müslüman
çiftçilerden alınan Öşür,
Hıristiyan çiftçilerden alınan Haraç,
gayrimüslim erkeklerden alınan Cizye,
Ağnam (hayvan vergisi), Bac
(pazar yeri vergisi),
liman, gümrük, maden, tuzla, orman gelirleri, ganimet ve hediyeler de devletin önemli gelir
kaynakları arasındaydı.
Ø Anadolu Selçuklu’da
iki türlü hazine vardır; Hazine-i
Amire (Devlet hazinesi), Hazine-i
Hassa (Hükümdarın şahsına ait hazine).
Ø Türkler
Anadolu'ya geldiklerinde bir süre yerli halkın kullandığı Bizans parasını
kullanmak zorunda kaldı. İlk
Selçuklu paraları önce bakır sonra gümüş ve altından basıldı. Gümüş
paraya dirhem, altın
paraya dinar demişlerdir.
İlk para Sultan Mesut
tarafından bastırılan bakır paradır (ekonomik bağımsızlık
kazanılmıştır.). İlk altın paralar II. Kılıçarslan
tarafından 13.yy'da bastırılmıştır (ekonominin çok güçlü olduğunu gösterir.).
Sosyal Hayat
Ø Halk şehirli, köylü ve göçebe olmak üzere üçe
ayrılıyordu.
Ø Anadolu Selçukluları
bünyelerinde farklı milletten ve dinden olan insanları hoşgörüyle barındırmışlar ve
onları huzur içinde yaşatmışlardır.
Ø Uygulanan iskân siyasetiyle Anadolu’nun
Türkleşmesi ve İslamlaşması sağlanmıştır.
Ø Yerleşik hayata geçen
Türkmenler üzerinde başta Ahilik (Ahi
Evran) olmak üzere Babailik (Baba
İlyas), Bektaşilik (Hacı
Bektaşi Veli), Ekberilik (Sadrettin
Konevi), Mevlevilik (Mevlana),
Kadirilik (Abdülkadir
Geylani), Kübrevilik (Şeyh
Necmettin Kübra), Yesevilik (Ahmet
Yesevi’nin takipçileri) ve Rufailik gibi
tarikatlar etkili olmuştur.
Ø Bu tarikatlar,
fetihlerde önemli hizmetlerde bulunmuşlardır. Fetih hareketlerinde, “baba, abdal, alp - eren ve ahilerin” önemli
rolü bulunmaktadır.
Ø Tarikatlar dışında faaliyet
gösteren dini nitelikli örgütler; Abdalan-ı
Rum (Anadolu dervişleri teşkilatı), Bacıyan-ı Rum (Anadolu kadınları teşkilatı)), Gaziyan-ı Rum (Gaziler teşkilatı),
Feteyan-ı Rum (Gençler
teşkilatı)’dur.
Ø Anadolu
da “Tasavvuf” anlayışı bu
dönemde ortaya çıkmış ve bu anlayışa paralel olarak Anadolu’nun birçok yerinde tekke ve zaviyeler açılmıştır.
Yazı - Bilim - Kültür ve Edebiyat
Ø Anadolu
Selçukluları resmi devlet dili ve
edebiyat dili olarak Farsça’yı, bilim dili olarak da medreselerde Arapça’yı kullanmışlardı. Saray ve orduda ise Türkçe konuşulmaktaydı.
NOT: Farsça’nın resmi dil olarak kullanılmasının nedenleri; yüksek
derecedeki devlet memurlarının Fars (İran) asıllı olması ve Farsça’nın işlek ve
yaygın bir dil olmasıdır. Bu durum Türk
kültürüne ve diline zarar vermiştir.
Ø Beyliklerde ve
Türkmenler arasında her alanda
Türkçe kullanılmıştır.
Ø Beylikler
döneminde Karamanoğlu Mehmet Bey 13
Mayıs 1277’de yayınladığı fermanla “Bugünden
sonra divanda, dergâhta, bargâhta ve meydanda Türkçe’den başka dil kullanılmaya”
diyerek herkesi Türkçe konuşmaya yöneltmiştir (İlk kez Türkçe, Anadolu’da resmi dil olmuştur.).
Ø Bununlar beraber
Moğol istilasından kaçıp Anadolu’ya gelen birçok şair, yazar ve bilim adamı Anadolu’da Türk dilinin yaygınlaştırılmasında
etkili olmuşlardır.
Ø XII. ve XIII. yüzyıl
Anadolu düşünce hayatının önemli isimleri olan Âşık Paşa, Yunus Emre, Sadrettin Konevi ve Nesimi gibi şahsiyetler her alanda Türkçeyi kullanmışlardır.
Ø Anadolu Türkçesi’nin ilk eserlerini Ahmed Fakih, Sultan Veled,
Şeyyad Hamza ve Yunus
Emre vermiştir. Bu nedenle özellikle beylikler ve Türkmenler Türk dili ve edebiyatının yerleşip yayılmasında çok
önemli katkılarda bulunmuşlardır.
Ø Hoca Dehhani ilk Türkçe divanı yazmıştır. Aruz veznini
Türkçeye uyarlayan Divan Edebiyatı onunla başlamıştır.
Ø Bu
dönemde Anadolu’da Halk Edebiyatı,
Divan Edebiyatı ve Tasavvuf
Edebiyatı gelişme göstermiştir;
Battalname,
Danişmentname, Garipname (Aşık Paşa),
Dede Korkut Hikayeleri, Bektaşi ve Nasrettin Hoca Fıkraları, Mantıku’t Tayr-
Kuşların Dili, Felekname (Gülşehri)
Halk Edebiyatı’na ait önemli eserlerdir.
Mevlana (Mesnevi, Divan-ı Kebir, Fihi Mafih, Divan-ı
Şemsü’l Hakayık - Ayrılık Kasidesi), Yunus Emre (Divan, Risaletü’n Nushiyye) ve
Hacı Bektaş-i Veli (Makalat),
Muhyiddin Arabî Tasavvuf Edebiyatı alanında yetişmiş önemli kişilerdir.
Hoca Dehhani (Selçuklu Şehnamesi), Germiyanlı
Ahmedi (Divan, İskendername ve
Cemşid-ü Hurşid) ve Hoca
Mesut, Divan Edebiyatı’nın ünlü isimlerindendir.
Ø Türklerin Anadolu’ya
geldikleri yüzyıllardaki etkinliklerini anlatan Danişment Gazi ve Battal
Gazi destanları da bu döneme aittir.
Ø Anadolu’da ilk medreseyi Danişmentliler kurmuştur.
Selçuklu sultanlarından II. Kılıçarslan, Konya ve Aksaray
medreselerini açmıştır.
Ø Ayrıca
şeyhlerin önderliğinde açılan tekke ve zaviyelerde Türkmen halkın çocukları
eğitilirdi.
Sanat
Ø Sanat
dalı olarak en çok Mimari
gelişmiştir. Mimari eserler;
F Dini Mimari: Cami, Medrese, Külliye, Kümbet, Türbe, Tekke, Zaviye, Mescit
F Sivil Mimari: Köşk, Saray, Darüşşifa, Kervansaray, Han, Hamam, Köprü,
F Askeri Mimari: Sur, Kale, Burç,
Kule, Kışla, Tersane şeklinde ayrılmıştır.
Ø Mimaride ilk yapılan eserler camilerdir.
Anadolu’da yapılan ilk camii;
Diyarbakır Ulu Camii’dir
(Arap orduları 639 tarihinde Diyarbakır’ı ele geçirdiği zaman buradaki büyük
bir kiliseyi cami olarak kullanmıştır.).
Ø Bunun yanı sıra mescitler, medreseler, kümbetler (türbeler), külliyeler, kervansaraylar, köprüler ve
darüşşifalar da
yapılmıştır.
Ø Mimari eserlerde Orta Asya Türk özelliklerini de
görmek mümkündür (Kümbetler).
Ø Süsleme
sanatı oldukça gelişmiştir. Ayrıca halı
dokuma sanatı, tezhip, minyatür, hat, nakkaşlık, ebru, kakmacılık ciltçilik,
kabartma, çinicilik (Mimaride yüzeyleri süslemek için kullanılan bir
yüzü sırlı pişmiş toprak levhalara çini denir.) sanatları da gelişmiştir.
Ø İslam düşüncesine
aykırılık taşıdığı için resim ve
heykeltıraşlığa izin verilmemiştir.
Ø Süsleme
sanatında; bitki ve hayvan figürleri (kuş, balık), geometrik
şekiller ve yazı
figürleri kullanılmıştır.
Ø Yapı
ve süsleme malzemeleri olarak taş,
ahşap, çini, tuğla ve alçı
kullanılmıştır.
Ø Konya Sırçalı Medrese ve Karatay Medresesi çini sanatının en güzel örnekleridir. Dış
mimaride en çok taş işçiliği kullanılmıştır.
Ø Anadolu
Selçukluları ve Beylikler armalarında ve paralarında arslan resmi kullanmışlardır. Selçukluların sembolü haline
gelen çift başlı kartal ve
diğer hayvan figürleri Konya
surlarında kullanılmıştır.
Ø Anadolu
Selçukluları ve beylikler, Anadolu’yu sayısız mimari eserle donatarak, Osmanlı’ya iyi bir miras bırakmışlardır.
Bu nedenle de Osmanlı Devleti, Anadolu’ya fazla mimari eser yapmamış, daha çok
İstanbul ve Balkanlara ağırlık vermiştir.
Ø Bu
dönemde Türkler tarafından İslam mimarisine önemli yapıtlar kazandırılmıştır.
Bunlar;
F Külliye: Genellikle bir camii
etrafında kurulmuş medrese, kütüphane, imarethane, hamam ve şifahane (hastane)
gibi yapıların bütünüdür.
Mengücekliler Dönemi’ne ait olan Divriği Külliyesi, Anadolu’nun en eski külliyesidir.
Anadolu Selçuklu
Devleti’ne ait ilk külliye,
Kayseri Hunat Hatun Külliyesi’dir.
F Darü’ş-şifa: Hastaların tedavisi için
açılmış kurumdur. Anadolu’da ilk
şifahane, Kayseri’de açılan “Gevher Nesibe Şifahanesi”dir (1205). Aynı zamanda bu yapıda
dünyanın ilk psikiyatri kliniği de
bulunmaktadır (Bimarhane / Tımarhane).
F Kümbet (Anıt Mezar): Dört
duvar üzerine kubbeyle örtülmüş anıt mezarlardır. Türklerin İslam mimarisine
kazandırdıkları en önemli yapıttır.
Türkmen çadırlarının mimariye yansımasıdır.
F İmarethane: Yoksul ve gurebaya
(kimsesizlere) ücretsiz olarak yemek dağıtılan kurumdur.
F Medreseler: Türk İslam devletlerinde
bilim ve düşünce hayatının merkezidir. Anadolu Selçuklu ve Beylikler döneminin
en önemli eğitim ve öğretim kurumlarıdır.
Þ Danişmentlilerin yaptırdığı
Tokat ve Niksar’daki Yağıbasan
Medreseleri, Anadolu’da açılan ilk medresedir.
1193’de kurulan Kayseri Koca Hasan Medresesi, Anadolu
Selçuklularının açtığı ilk
medresedir.
F Kervansaray: Ticaret yolları üzerine
tüccarların konaklaması için yapılan, amacı ticareti geliştirmek, yolların
güvenliğini sağlamak olan yapılardır. Kervansaraylar birbirlerinden bir günlük
uzaklıkta inşa edilirdi.
Þ Anadolu’da yapılan ilk kervansaray II. Kılıçarslan
döneminde tamamlanan Aksaray – Kayseri yolu üzerindeki “Alay Han”dır.
Konya – Aksaray
yolu üzerindeki “Sultan Hanı” ile
Kayseri – Sivas yolu üzerindeki “Sultan
Hanı” dönemin en büyük
iki kervansarayıdır.
Anadolu Selçuklu Devleti Dönemi Eserleri
F Anadolu Selçuklu Camileri
Þ Konya Alâeddin Camii (1155 –
1219): Anadolu Selçuklu Devleti’ne ait Konya’daki en eski eserdir.
Niğde Alâeddin Camii (1223): Çok kubbeli camilerin ilk örneğidir.
Malatya Ulu Camii (1224): Anadolu’da yaptırılan en eski camiidir.
Sivas Ulu Camii
Þ Konya Sahip Ata Camii ve
Külliyesi: Türbe, han ve hamamdan oluşur.
Afyon Ulu Camii: Ağaç direklidir.
Sivrihisar Ulu Camii: Ağaç direklidir.
Kayseri Hunad Hatun Camii (1238): Hunat Hatun Külliyesi’nin
içindedir.
Amasya Burmalı Minare Camii (1237 – 1247)
Sinop Ulu Camii (Alâeddin Camii) (1267)
Amasya Gökmedrese Camii (1266 – 1267)
Ankara Arslanhane Camii
Ayaş Ulu Camii
Kayseri Lale Camii
Kayseri Hacı Kılıç Camii ve Külliyesi
Kayseri Develi Ulu
Camii: (1281): Anadolu Selçuklularının son camisidir.
F Anadolu Selçuklu Mescitleri
üKonya
Taş Mescit (12159
ü Konya
Sırçalı Mescit
ü Konya Karatay Mescidi
– 1248
ü Konya
Hoca Hasan Mescidi
ü Konya
Erdemşah Mescidi
ü Çankırı
Taş Mescid
ü Akşehir
Küçük Ayasofya Mescidi
ü Akşehir Güdük Minare
Mescidi – 1226
ü Harput
Alaca Mescit (Arap Baba Mescidi – 1279)
NOT: Mescit: Minberi olmayan küçük camilerdir. Tek
kubbeli veya düz çatılıdır.
F Anadolu Selçukluları Dönemi Kümbet ve Türbeleri
· Konya
II. Kılıçarslan Kümbeti
· Kayseri
Döner Kümbet
· Kırşehir
Melik Gazi Kümbeti
· Kırşehir
Cacabey Kümbeti
· Ahlat
Ulu Kümbet
· Niğde
Hüdavent Hatun Kümbeti
F Anadolu Selçuklu Medreseleri
v Kayseri
Koca Hasan Medresesi (1193): Anadolu Selçuklularına ait ilk medresedir.
v Kayseri
Hunat Hatun Medresesi: Anadolu Selçuklu Devleti’nin ilk komleks yapısıdır (Külliye).
v Konya
Karatay Medresesi (1251): Çini ve hat sanatı ile ünlüdür
v Konya
Sırçalı Medrese (1242 ): Çini ve hat sanatı ile ünlüdür. Açık avlulu medrese
örneklerindendir.
v Konya
Altun Aba Medresesi
v Konya İnce Minareli
Medrese (1260): Anadolu Selçuklu Veziri Sahip Ata yaptırmıştır.
v Konya Çifte Minareli
Medrese
v Kayseri Çifte Medrese
v Sivas Gök Medrese:
Anadolu Selçuklu Veziri Sahip Ata tarafından yaptırılmıştır. Kapısının
kenarında yaprak motifi vardır. Bunun üst kısmında Orta Asya hayvan takvimi
yerleştirilmiştir.
v Sivas Burûciye
Medresesi
v Sivas Şifaiye
Medresesi: Tıp okulu şeklinde
yapılan en eski yapıttır.
v Sivas Çifte Minareli
Medrese
v Kırşehir Cacabey
Medresesi (1272 - 1273): Rasathane
niteliği vardır (ilk kez).
v Akşehir Taş Medrese
v Amasya Gökmedrese.
v Erzurum
Çifte Minareli Medrese: Anadolu'nun en
büyük medresesidir.
F Anadolu Selçuklu Darüşşifaları
¶ Kayseri Gevher Nesibe
Hatun Darüşşifası: Anadolu'nun en
ünlü ve en eski darüşşifasıdır.
¶ Konya I. İzzeddin
Keykavus Darüşşifası
¶ Aksaray Alâeddin
Keykubat Darüşşifası
¶ Amasya Torumtay
Darüşşifası
¶ Tokat Müineddin
Pervane Darüşşifası
¶ Kayseri
Gıyasiye Darüşşifası
F Anadolu Selçuklu Sarayları
² Alanya
Alaiye Sarayı
² Beyşehir
Kubadabad Sarayı
²Kubadiye
Köşkü
F Anadolu Selçuklu Kervansarayları
² Evdir
Han
² Kırkgöz
Hanı
² Öresun
Han
² Çiftlik
Han
² Ezine
Pazar Han
² Sultan
Han
² Zazadin
Han
² Alay
Han
² Sarı
Han
² Altınapa
Han
² Çay
Han
² İshaklı
Han
²
Ağzı Kara Han
ÖNEMLİ HATIRLATMALAR
Þ 1071
Malazgirt Savaşı sonucunda Anadolu’da Türkiye Tarihi başlamış ve ilk Türk Beylikleri kurulmuştur
(Danişmentliler, Artuklular, Mengücekliler, Saltuklular ve Çaka Beyliği).
Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurucusu; Selçuk Bey’in torunu olan Kutalmış’ın oğullarından Süleyman Şah’tır.
Türkiye Selçukluları, merkezi
Anadolu’da olan ilk
Türk-İslam devletidir.
I. Haçlı Seferi’nde
Haçlılar, Anadolu’dan geçmek isteyince I. Kılıçarslan onlarla savaşmış ve
Haçlılara büyük kayıplar verdirmiştir. Ancak İznik Haçlıların eline geçmiştir. Bunun üzerine başkent Konya’ya taşınmıştır.
Anadolu Selçuklu Hükümdarı I. Mesut Dönemi’nde Anadolu,
Avrupalılar tarafından ilk defa
“Türkiye” adıyla anılmaya başlamıştır.
I. Mesut Dönemi’nde ayrıca İlk Türkiye Selçuklu parası (Bakır) bastırılmıştır (Ekonomik bağımsızlı kazanıldı.).
Bununla beraber Türkiye Selçuklu Devleti’nin bayındırlık ve kurumsallaşma
faaliyetleri ilk defa bu
dönemde başlamıştır.
II. Kılıçarslan Dönemi’nde Bizans’ın Selçukluları Anadolu’dan
kesin olarak atmak istemesi üzerine Miryokefalon
Savaşı (1176) yapılmıştır. Bizans ordusu ağır bir yenilgiye
uğramıştır. Bu savaş sonucunda;
F Anadolu’nun Türk yurdu olduğu kesinleşmiştir.
F Bizans’ın Anadolu’yu alma ümidi sona ermiştir.
FHaçlı
Seferleri’yle Bizans’a geçen üstünlük yeniden Türklere geçmiştir.
F Bizans savunmaya, Türkler ise taarruza geçmiştir.
F Batılı
kaynaklarda Anadolu’ya “Türk İli” denilmeye
başlanmıştır.
NOT: Bu savaş, sonuçları itibariyle Kurtuluş Savaşı’ndaki Sakarya ve Başkomutanlık Muharebesine benzemektedir.
Çünkü ikisinde de savunmadan saldırıya geçilmiştir.
NOT: Türklerin Batılılar karşısındaki bu taarruz üstünlüğü Osmanlı
Devleti dönemindeki II. Viyana
Kuşatması’yla sona erecektir.
NOT: Türklere Anadolu’nun kapılarını açan savaş 1071 Malazgirt Savaşı, Anadolu’yu
kesin Türk yurdu yapan savaş ise 1176
Miryokefalon Savaşı’dır.
II. Kılıçarslan
Dönemi’nde, ilk defa altın ve gümüş
para bastırılmıştır ki bu da ekonominin güçlendiğini gösterir.
Þ II. Kılıçarslan Dönemi’nde
ayrıca, kervansaraylar yapılmış
ve ticaret yolları ortaya
çıkarılmıştır. Ticareti geliştirmek için tüccarların can ve mal
güvenliği sağlanmıştır.
II. Kılıçarslan Dönemi’nin diğer bir önemli olayı ise III. Haçlı Seferi’nin meydana
gelmesidir.
II. Kılıçarslan son yıllarında, veraset sistemi doğrultusunda
yani Türk hâkimiyet anlayışı gereği ülkeyi
11 oğlu arasında paylaştırdı. Bu durum ülkede kardeşler arasında taht kavgalarına neden olmuş ve
devletin merkezi otoritesi sarsılmıştır.
I. Gıyaseddin Keyhüsrev Dönemi’nde Antalya fethedilerek Anadolu
Selçuklu Devleti’nde ilk defa
denizcilik faaliyetlerine başlanmıştır. Ayrıca buranın alınmasıyla
Anadolu Selçukluları ilk defa
Akdeniz’e inmiş oluyordu.
I. Gıyaseddin Keyhüsrev Dönemi’nde uluslararası ticareti teşvik
amacıyla Venediklilerle ilk defa bir
ticaret antlaşması imzalanmıştır.
I. İzzeddin Keykavus Dönemi’nde Sinop’un alınmasıyla Anadolu
Selçuklu Devleti ilk defa
Karadeniz’e ulaşmış oluyordu.
I. Alaaddin Keykubat Dönemi, Anadolu Selçuklu Devleti’nin en parlak dönemidir.
I. Alaaddin Keykubat Dönemi’nde, Anadolu Türk siyasi birliği büyük ölçüde sağlanmıştır.
I. Alaaddin Keykubat Dönemi’nde, Sinop’taki donanma ile Kırım’ın Suğdak limanına ilk defa bir deniz aşırı
sefer düzenlenmiştir.
I. Alaaddin Keykubat Dönemi’nde, Harzemşah Devleti’ne karşı 1230 Yassıçemen Savaşı kazanılmıştır
(Bu savaştan kısa bir süre sonra Harzemşahlar yıkılmış ve Anadolu Moğol istilasına açık hale gelmiştir.).
II. Gıyaseddin
Keyhüsrev Dönemi’nde ortaya çıkan 1240
Baba İshak (Babailer) İsyanı Türkiye Tarihi’nde çıkan ilk dini nitelikli ayaklanmadır.
II. Gıyaseddin
Keyhüsrev Dönemi’nde İlhanlı Moğol Devleti iler yapılan 1243 Kösedağ Savaşı sonucunda;
F Anadolu Selçukluları,
Moğollara vergi veren bağımlı bir
devlet haline geldi.
F Taht kavgaları
başlamış ve merkezi otorite
bozulmuştur.
F Anadolu Türk siyasi birliği bozuldu.
Anadolu’da yeniden birçok beylik kuruldu (Kösedağ Savaşı bu yönüyle 1042 Ankara
Savaşı’na benzer.).
F Anadolu Selçuklu
Devleti yıkılma sürecine girdi.
F Türklerin
batıya ilerleyişi durmuştur.
1243 Kösedağ
Savaşı’ndan sonra Anadolu’da başlayan II. Beylikler Dönemi’ne ait bazı
beylikler şunlardır;
F Osmanoğulları,
F Karamanoğulları
(Osmanlı’yı en çok uğraştıran
beylik),
F Germiyanoğulları
(Osmanlı’ya kendi isteği ile katılmıştır.),
F Hamitoğulları,
bir kısın toprağını osmanlıya satmıştır
F Candaroğulları
(İsfendiyaroğulları - denizci),
F Saruhanoğulları
(denizci),
F Aydınoğulları
(denizci),
F Menteşeoğulları
(denizci),
F Karesioğulları
(denizci – Osmanlı’nın aldığı ilk beylik – kendi isteği ile katılmıştır.),
F Tacettinoğulları
(denizci),
F Ramazanoğulları
(Osmanlı’ya katılan son beylik),
F Dulkadiroğulları
(Yavuz Sultan Selim tarafından Turnadağ Savaşı’yla toprakları Osmanlı’ya
katılmıştır)
Þ Karamanoğlu Mehmet Bey Dönemi’nde Türkçe resmi dil haline
getirilmiştir. Anadolu’da Türkçeyi
ilk defa resmi dil haline getiren beyliktir (13 Mayıs 1277).
Karamanoğulları, Anadolu Türk siyasi birliğinin sağlanması
sürecinde Osmanlıları en fazla
uğraştıran beyliktir.
Germiyanoğulları, I. Murat Dönemi’nde, Şehzade Yıldırım’ın
Germiyan Beyi Süleyman Şah’ın kızı Devletşah Hatun ile evlendirilmesi sonucu, topraklarının bir kısmını Osmanlılara çeyiz
olarak bıraktılar.
Hamitoğulları, I. Murat Dönemi’nde bir kısım topraklarını
Osmanlı’ya satmıştır (Isparta, Yalvaç, Eğirdir).
Karesioğulları,
Osmanlı’nın aldığı ilk beyliktir (Osmanlı
donanmasının temelini oluşturmuşlardır.).
Türk Tarihi’nde üç
önemli “Fetret Devri” yaşanmıştır.
Bunlar;
F Melikşah’ın ölümüyle
başlayan, Sencer’in hükümdar olmasıyla sona eren dönem (1092 - 1117) (B.Selçuklu)
F Kösedağ Savaşı ile
başlayan, Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılması ile sona eren dönem (1243 -
1308) (A. Selçuklu)
F Ankara Savaşı ile başlayan, Çelebi Mehmet’in
hükümdar olması ile sona eren dönem (1402 - 1413) (Osmanlı Devleti).
merhaba benim bunların çıktısı almam gerek ama kopyalanmıyor yardımcı olurmusunuz
YanıtlaSilTesekkurler guzel derleme olmus
YanıtlaSil