HUKUK
Töre adı verilen yazısız hukuk kuralları geçerliydi. Törenin kuralları kesindir, töreye hükümdar başta olmak üzere kimse karşı gelemezdi.
Bütün devlet işleri töreye göre yapılırdı. Günlük hayatta ve aile içinde bile törenin dışına çıkılamazdı.
Devlete başkaldırma, ordudan kaçma, adam öldürme ve namusa tecavüz etme gibi büyük suçların cezası idamdı. Hırsızlara çaldığı nesnenin on katı ödetilirdi (tazminat alınırdı.).
Daha hafif suç işleyenler ise on güne kadar hapis cezasına çarptırılırdı. Bunun nedeni göçebe yaşamdır.
Törenin değişmez kuralları; Adalet, Eşitlik (Tüzlük), İyilik (Könilik), Yararlı Olma (Uzluk) ve İnsanlık (Kişilik)’tır.
Töre, Türklerin örf, adet, gelenek ve göreneklerinin getirmiş olduğu kurallar bütünüydü, şartlara göre töreye yeni kurallar koyulabilirdi.
Törenin kaynakları; örf, adet ve gelenekler, Kurultayın kararları ve hakanın emirleridir.
Uygurlar Dönemi’nde hukuk daha sağlam ve şekilci bir nitelik kazanmıştır.Ticaret hayatının gelişmesi, kişiler arasındaki ilişkilerin “kanıtlanabilir” nitelikte olmasını gerektirdiğinden yazılı ve tanıklı sözleşmeler önem kazanmıştır.
Bu sözleşmelerin başlıcaları; Trampa (hukuki sözleşme), Velayet Hakkı, Faiz, Kefalet, Yarıcılık (tarımsal ortaklık biçimi)’tır (Bu belgelere daha çokTurfan Şehri’nde rastlanmıştır.).
NOT: Yazılı hukuku başlatan ilk Türk devleti Uygurlardır.
Töreyi korumak ve uygulamak devletin, dolayısıyla da hükümdarın göreviydi.
Hükümdarın başkanlık ettiği ve siyasi suçlara bakan mahkemeye “Yargu (Yüksek Devlet Mahkemesi)” adı verilirdi.
Yarganlar (Yargucılar) idaresindeki mahkemeler ise adli suçlara bakarlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder