I. DÜNYA SAVAŞI
(1914 – 1918)
Ø Devletlerin
karşılıklı silahlı mücadelesinden çıkıp, milletlerin topyekün savaşı haline
gelen bu savaşa Dünya Savaşı denmesindeki temel neden, sebepleri ve
sonuçları itibariyle dünya devletlerinin genelini etkilemesindendir.
Ø Balkanlar’da başlayan
bu savaş, önce Avrupa’ya daha sonra da dünya geneline yayılacaktır.
Ø Yaklaşık dört yıl
sürecek olan bu savaş, milyonlarca insanın ölümüne, büyük ekonomik
kayıplara ve dünya üzerinde yeni askeri ve siyasi
dengelerin oluşumuna neden olacaktır.
Ø Ekonomik,
siyasi ve askeri gelişmelerden kaynaklanan bu savaşın
nedenleri genel ve özel olarak ikiye ayrılmaktadır;
§ Genel
Nedenler:
1789 Fransız İhtilali sonucunda ortaya çıkan milliyetçilik
akımının etkisi ve her milletin kendi milli devletini kurma
düşüncesi
Sanayi İnkılâbı sonrasında ortaya çıkan hammadde ve
pazar arayışları (en önemli neden)
Sömürgecilik
faaliyetlerinin hızlanması ve bu durumun devletler arasında ekonomik
rekabete ve bloklaşmalara neden olması (silahlanma
yarışının hızlanması)
§ Özel
Nedenler:
Almanya ve İtalya’nın siyasi birliklerini tamamlamalarının Avrupa’nın
siyasi dengesini değiştirmesi
Almanya ve İngiltere arasındaki ekonomik rekabet
Fransa’nın 1871 Sedan Savaşı sonucunda Almanya’ya kaptırdığı Alsas
- Loren kömür havzasını geri almak istemesi
Rusya’nın Osmanlı toprakları üzerindeki emelleri ve sıcak
denizlere (Akdeniz’e) inmek istemesi
Rusya’nın Balkanlarda izlediği Panslavizm (Slav birliği) politikasının
Osmanlı, Almanya ve Avusturya – Macaristan imparatorluklarını rahatsız etmesi
Almanya’nın Pangermenizm
(Alman birliği) politikası ile Rusya’nın Panslavizm politikasının
Doğu Avrupa topraklarında çakışması
Þ İtalya ve Avusturya –
Macaristan İmparatorluğu arasındaki sınır çatışmaları (Kuzey İtalya üzerinde)
Avusturya – Macaristan İmparatorluğu ile Sırbistan arasındaki
sınır çatışmaları
Avrupa’daki hanedan
aileleri arasındaki çekişme (en az etkili neden)
§ I.
Dünya Savaşı’nda Devletler
v Üçlü
İttifak (Bağlaşma) Devletleri
Ø Almanya,
Avusturya – Macaristan İmparatorluğu ve İtalya’nın
1882’de oluşturduğu gruptur.
Ø İtalya’nın Avusturya
– Macaristan İmparatorluğu ile Adriyatik Denizi üzerindeki anlaşmazlığı ve Osmanlı
topraklarının paylaşımında kendisine de pay verilmesi, bu gruptan
İtilaf bloğuna geçmesine neden olmuştur (1915).
Ø Bu
gruba daha sonra Osmanlı Devleti ve Bulgaristan katılacaktır.
NOT:
Bulgaristan, II. Balkan Harbi’nde kaybettiği toprakları geri
almak için İttifakların yanında savaşa girmiştir. İttifaklar da Almanya
ve Osmanlı arasında kara bağlantısı sağlamak amacıyla bu
devleti kendi yanlarında savaşa dâhil etmişlerdir.
v Üçlü
İtilaf (Anlaşma) Devletleri
Ø İngiltere,
Fransa ve Rusya tarafından 1907’de oluşturulmuştur.
Ø İtilaf Devletleri
grubuna daha sonra Rusya’nın etkisindeki Balkan devletleri (Sırbistan,
Yunanistan, Karadağ, Romanya), Uzakdoğu’da Almanya’nın güçlenmesini
istemeyen Japonya, ticaret gemileri Almanya tarafından batırılan ABD
ve taraf değiştiren İtalya da katılmıştır.
Ø Savaşın
sonunda İtilaf devletlerinin sayısı 32’ye yükselmiştir (Portekiz, İspanya,
Brezilya, Belçika, Hollanda ve Çin de bu savaşa katılmıştır.).
NOT:
I. Dünya Savaşı’na en son katılan devlet
Yunanistan’dır.
§ Savaşın
Başlaması ve Yayılması
28 Haziran 1914’te Avusturya – Macaristan İmparatorluğu veliahtı
Fransuva Ferdinant’ın, Saraybosna ziyareti sırasında bir Sırp
milliyetçisi tarafından öldürülmesi üzerine Avusturya – Macaristan
İmparatorluğu Sırbistan’a müdahale etti. Böylece I. Dünya Savaşı başlamış oldu.
Rusya Sırbistan’ın, Almanya’da Avusturya – Macaristan’ın yanında
yer alınca savaş Avrupa’ya yayıldı.
Savaş başlayınca
Japonya; Uzakdoğu’daki Alman sömürgesi olan Adalar’ı işgal etmiş ve savaştan
çekilmiştir (savaştan çekilen ilk devlet).
§ Osmanlı
Devleti’nin Savaş Öncesi Tutumu ve Savaşa Girişi
Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı öncesinde; tarafsızlığını
ilan etmiş, Boğazları kapatmış, genel seferberlik ilan etmiş, kapitülasyonları
tek taraflı olarak kaldırmış ve Mebusan Meclisi’ni kapatmıştır.
Savaşın dışında
kalamayacağını anlayan Osmanlı Devleti siyasal yalnızlıktan kurtulmak
amacıyla ittifak girişimlerinde bulundu. Ancak İngiltere ve Fransa
Osmanlı’yı reddetti.
NOT:
İtilaf Devletleri’nin Osmanlı’yı müttefik olarak istememelerinde; Osmanlı’nın
askeri ve ekonomik güçsüzlüğü, Osmanlı topraklarını paylaşmak istemeleri,
Rusya’nın Osmanlı üzerindeki emelleri etkili olmuştur.
İtilaf Devletleri, Osmanlı
Devleti’nin savaş sırasında tarafsız kalmasını istiyorlardı. Bu durumun
nedenleri arasında;
F Boğazları kullanarak Rusya’ya
ekonomik yardım göndermek istemeleri,
F Yeni
cephelerin açılmasını önlemek istemeleri,
F İngiltere’nin
Uzakdoğu sömürge yollarını güvenlik altında tutmak istemesi
etkili olmuştur.
Þ Osmanlı
Devleti, İtilaf Devletleri’nden;
F Kapitülasyonların
kaldırılmasını,
F Ege
Adaları’nın geri verilmesini,
F Mısır
Sorunu’nun çözümlenmesini istemiş, ancak İtilaf
Devletleri bu istekleri kabul etmeyince Osmanlı Devleti Almanya ile daha
da yakınlaşmıştır.
Osmanlı Devleti’nin
Almanya’nın yanında savaşa girmesi kesinleşince, İtilaf Devletleri Osmanlı
Devleti’ne savaşa katılmaması ve tarafsız kalması halinde;
F Kapitülasyonları kaldıracaklarını
F Borçları
sileceklerini ve yeni krediler açacaklarını belirtmişlerdir.
Ancak Osmanlı
Devleti, İngiltere ve Fransa’nın siyasetlerine güvenmediği
için bu isteklere uymamış ve Almanya’nın yanında savaşa
katılmıştır.
§ Almanya’nın
Osmanlı Devleti’ni Müttefik Olarak İstemesinin Nedenleri
Ø Almanya’nın kendi
üzerinde yoğunlaşan savaşın yükünü, yeni cepheler açarak hafifletme
düşüncesi,
Ø Osmanlı Devleti’nin jeopolitik
konumu, Boğazlar gibi önemli stratejik bölgelere sahip olması (en
önemli neden)
Ø Berlin – Bağdat
demiryolu hattını kurarak Musul ve Kerkük petrollerinden
faydalanmak
Ø Osmanlı Devleti’nin askeri
gücünden yararlanma isteği (insan gücü olarak)
Ø Osmanlı
halifesinin Türk ve İslam dünyası üzerindeki nüfuzundan
yararlanarak Rus, İngiliz ve Fransız hâkimiyeti altındaki Türklerle
Müslümanları ayaklandırmaktır.
NOT:
Almanya bu yöntemle, İngiliz sömürgelerindeki Müslümanları,
İngiltere’ye karşı ayaklandırmak istemişse de başarılı olamamıştır.
Aksine, İngiliz siyasetine kanan Müslüman Araplar, İngiltere ile
işbirliği yaparak Osmanlı Devleti’ne karşı savaşmışlardır.
§ Osmanlı
Devleti’nin Almanya’nın Yanında Savaşa Girme Nedenleri
Ø I.
Dünya Savaşı öncesinde kaybettiği toprakları geri alma isteği (Kafkaslar,
Ege Adaları, Kuzey Afrika ve Balkanlar’daki topraklar)
Ø Kapitülasyonlardan ve
borçlardan kurtulmak istemesi
Ø Başta bulunan İttihat
ve Terakki yönetiminin, Pantürkizm düşüncesiyle hareket etmesi
Ø Enver Paşa’nın Alman
hayranlığı, askeri güç açısından yüksek bir teknolojiye sahip
Almanya’nın savaşı kazanacağına inanması (En önemli neden)
Ø Güçlü
Almanya ile birlikte hareket ederek, savaş sonrasında Avrupa siyasetinde
etkili olma düşüncesidir.
NOT: Almanya ve Osmanlı arasında 2 Ağustos 1914’te gizli bir
ittifak antlaşması yapılmıştır.
§ Osmanlı
Devleti’nin Savaşa Girmesi’ne Neden Olan Olay
Þ Akdeniz’de İngiliz
donanmasından kaçan Goben ve Breslaw adlı iki Alman
gemisi, Çanakkale Boğazı’nı geçerek Osmanlı Devleti’ne sığındı.
Osmanlı, bu iki gemiyi satın aldığını açıkladı. Yavuz ve
Midilli adı verilen bu gemiler Enver Paşa’nın emriyle Karadeniz’e
açıldı.
Bayrağı Türk, mürettebatı Alman olan bu gemilerin Rus
limanları olan Sivastapol ve Odessa’yı bombalamasıyla,
Osmanlı Devleti savaşa katılmış oldu (28 Ekim 1914).
Bu gelişme üzerine
önce Rusya ardından da İngiltere ve Fransa
Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmiş, Osmanlı Devleti de 12 Kasım
1914’te bu devletlere savaş açıp, ardından da Kutsal Cihat ilan etmiştir.
§ Osmanlı
Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na Girmesi’nin Sonuçları
F Yeni
cepheler açılmış ve savaş alanı genişlemiştir (en önemlisi).
F İngiltere Berlin
Antlaşması’ndan (1878) sonra üs olarak yerleştiği Kıbrıs’ı kendi
topraklarına kattığını ilan etmiştir.
F Osmanlı toprakları
İtilaf Devletleri arasında yapılan gizli antlaşmalarla paylaşılmıştır.
F Osmanlı Devleti birçok
cephede savaşmak zorunda kalmıştır.
F Osmanlı
Devleti tek taraflı olarak kapitülasyonları kaldırdığını bildirmiştir (Kapitülasyonların
kaldırılmasına en büyük tepki Almanya’dan gelmiştir).
I.
DÜNYA SAVAŞI’NDA CEPHELER
Þ Taarruz
Cepheleri: Kafkas (Doğu), Kanal (Süveyş),
Savunma Cepheleri: Çanakkale, Irak, Suriye -
Filistin, Hicaz - Yemen,
Yardım
Cepheleri: Galiçya (Avusturya -Macaristan), Makedonya (Bulgaristan),
Romanya (Bulgaristan)
1.
Kafkasya (Doğu) Cephesi (1914)
Ø Osmanlı
Devleti’nin açtığı ilk cephedir (ilk taarruz cephesi).
Ruslara karşı savaşılmıştır.
Ø Bu
cephenin açılmasında;
F İttihatçıların
Anadolu ile Orta Asya Türklerini birleştirip (Pantürkizm) Hindistan’a
kadar olan geniş bir bölgede Turan İmparatorluğu kurma düşünceleri,
F Kafkaslardaki
bağımsızlık mücadelesine destek olmak,
F 1878
Berlin Antlaşması ile kaybedilen toprakları (Kars, Ardahan ve Batum’u
geri almak),
F Rusya’nın güneye inmesini engellemek,
F Bakü
petrollerini ele geçirmek ve Rusya’ya karşı avantaj
sağlamak isteyen Almanların kışkırtmaları etkili olmuştur.
Ø Karadeniz’in
kuzeyindeki Rus limanlarının bombalanmasından sonra Ruslar, doğudan Osmanlı
topraklarına saldırdı.
Ø Rus ordusunun ileri
harekâtı, Köprüköy yakınlarında durduruldu. Bu gelişmelerden ümide kapılan Enver
Paşa hazırlıksız olmasına rağmen Osmanlı ordusunu taarruza geçirdi.
Ø Ancak kış şartlarında
gerçekleştirilen taarruz başarısızlıkla sonuçlandı. Sarıkamış Harekâtı sırasında
90 bin asker soğuktan donarak ve salgın hastalıktan
ölmüştür.
Ø Bu
gelişmeden sonra, Rus ordusu Van, Erzurum, Erzincan, Muş, Bitlis ve
Trabzon’u ele geçirdi.
NOT:
Mustafa Kemal, Çanakkale Cephesi’nden sonra Doğu Cephesi’nde 16. Kolordu
Komutanı olarak görev yapmış ve Muş ve Bitlis’in
işgalden kurtarılmasında etkili olmuştur (1916). Bu başarısından dolayı
Mustafa Kemal’in rütbesi Generalliğe (Paşalığa) yükseltilmiştir.
NOT:
Mustafa Kemal, I.Dünya Savaşı’nda; Kafkas (Doğu), Çanakkale ve
Suriye – Filistin cephelerinde savaşmıştır.
Ø Kafkas Cephesi’nde
mücadele devam ederken Ermenilerin ayaklanıp Ruslarla işbirliği yapmaları
üzerine Mayıs 1915’te Tehcir (zorunlu göç) Kanunu çıkarılmış,
yaklaşık 700.000 Ermeni Doğu Anadolu’dan Suriye ve Filistin’e
göç ettirilmiştir.
Ø Rusya’da
Ekim 1917’de Bolşevik İhtilali’nin çıkması bu
cephede Osmanlı Devleti’ni rahatlatmıştır. Bu ihtilal sonucunda Çarlık
Rusya’sı yıkılmış ve yeni yönetim (Sovyet Rusya) savaştan çekilme
kararı almıştır.
Ø Sovyet Rusya, İttifak
Devletleri’yle 3 Mart 1918’de Brest Litowsk Antlaşması’nı
imzalayarak savaştan çekilmiştir.
Ø Bu
antlaşma ile Sovyet Rusya, Osmanlı Devleti’nden Berlin Antlaşması’yla
(1878) aldığı Kars, Ardahan ve Batum’u (Elviye-i Selase) da
geri vermiştir.
NOT:
Sovyet Rusya bu antlaşmayla savaştan çekildiği gibi, İtilaf
Devletleri’nden de ayrılmıştır.
NOT:
Kafkas Cephesi, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’nda toprak
kazancı sağladığı tek cephedir.
Ø İtilaf Devletleri, bu
gelişme karşısında, bu antlaşmayı kabul etmediklerini ve
Rusya’daki yeni rejimi de tanımadıklarını açıklamışlardır.
Ø İtilaf
Devletleri’nin bu politikasının nedenleri;
F Rusya’nın savaştan
çekilmesiyle İttifakların Doğu Cephesi’ndeki askerlerini batıya kaydırma planlarının
olması
F Rusya’daki
yeni rejimin (Sosyalizm) İtilafların ülkelerindeki kapitalist sistemle
ters düşmesi ve kendi ülkelerinde de etkili olabileceğini
düşünmeleridir.
Ø İtilaf
Devletleri, Rusya’nın savaştan çekilmesinden sonra, ABD ile olan ilişkilerini
yoğunlaştırmışlardır.
2.
Çanakkale Cephesi (1915)
§ Açılma
Nedenleri:
F İtilaf
Devletleri’nin Baltık Denizi’nden Rusya’ya yaptığı yardımın, Almanlar
tarafından engellenmesi
F İtilaf
Devletleri’nin siyasi karışıklık içerisinde olan Rusya’ya Boğazlar yolu
ile yardım göndermek istemeleri
F İtilafların
Boğazları ve İstanbul’u ele geçirerek Osmanlı Devleti’ni savaş dışı
bırakma düşüncesi (en önemli neden)
F Osmanlı
Devleti’ni savaş dışı bırakarak, geniş bir alana yayılmış olan savaşı
kısa sürede bitirme isteği
F Balkanlarda
henüz savaşa katılmamış olan devletleri, İtilafların yanında savaşa çekme
düşüncesi
F Balkanlarda
yeni bir cephe açarak İttifak Devletleri arasındaki bağlantıyı kesme
düşüncesi (Avusturya’ya karşı)
§ Savaş:
İtilaf Devletleri,
önce donanmalarıyla denizden geçmeyi denediler. Boğaz’a giren İtilaf
Donanması, büyük kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kaldı (18 Mart
1915).
NOT:
Nusrat Mayın Gemisi’nin döşediği mayınlar ve Türk topçularının
yoğun ateşi İtilafların Boğazları geçememesinde etkili olmuştur.
İtilaf Devletleri
bu kez de Gelibolu Yarımadası’na asker çıkardılar. (25 Nisan
1915). Bu bölgede 19. Tümen Komutanı Miralay (Albay) Mustafa
Kemal, Anafartalar, Conkbayırı, Arıburnu, Seddülbahir, Kilitbahir ve
Kireçtepe mevkilerinde düşmana karşı büyük başarılar kazanmıştır.
NOT:
Mustafa Kemal, Arıburnu’da askerlere; “Ben size taarruz
etmeyi emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman
zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar geçecektir.” emrini
vermiştir. Bu emir ile Arıburnu’da zafer kazanılmıştır.
Çanakkale’nin
karadan da geçilemeyeceğini gören İtilaf Devletleri, 9 Ocak 1916’da Gelibolu’yu
boşaltmak zorunda kaldılar.
§ Sonuçları:
F İtilafların Rusya’ya
ulaştırmak istediği yardım engellendi ve Rusya’da ihtilal
süreci hızlandı.
F I. Dünya Savaşı’nın 2
yıl uzamasına neden oldu.
F Bulgaristan,
İttifakların savaşı kazanacağı düşüncesine kapıldı ve İttifakların
yanında savaşa girdi. Böylece İttifak Devletleri arasında kara
bağlantısı sağlandı, Alman yardımları Osmanlı’ya daha kolay ulaşmaya
başladı.
F Mustafa Kemal’in bu
cephedeki başarıları, askeri dehasını ortaya koymuş ve Türk Kurtuluş
Savaşı’nın lideri olmasında da etkili olmuştur.
F Osmanlı Devleti, I.
Dünya Savaşı’nda sadece bu cephede başarılı olabilmiş ve tarihinin en
büyük savunma savaşını kazanmıştır.
F Bu
cephedeki savaşlar İtilafların İstanbul’u işgal etmesini geciktirmiştir
F Bu cephedeki başarı, Milli
Mücadele ruhunun doğmasında, Osmanlı’nın saygınlığının artmasında ve
sömürge olan toplumlarda milli kurtuluş fikrinin uyanmasında etkili
olmuştur.
F Yarım
milyona yakın insan hayatını kaybetmiştir. Bunların çoğu Osmanlı askeridir.
NOT:
Osmanlı ordusunda bulunan çok sayıda subay ve yedek subayın bu
cephede şehit düşmüş olması, Cumhuriyet’in ilk yıllarında kalkınma için gerekli
olan eğitilmiş insan açığının doğmasına da neden olmuştur.
3.
Irak Cephesi (1914)
§ Açılma
Nedenleri:
F İngiltere’nin
karadan Kafkaslar yoluyla, Ruslara yardım ulaştırma düşüncesi
F Osmanlı
ordularının doğu cephesinde ilerlemesi düşüncesine engel olma isteği, böylece Osmanlı
ordularının İran’a girip Hindistan’daki İngiliz sömürgelerine ulaşmalarının
engellenmek istenmesi
F Ortadoğu
(Abadan ve Musul) petrollerinin kontrol altına alınma düşüncesi
§ Savaş:
İngiliz işgali güneyde Basra Körfezi’nde başladı. Buradan karaya
çıkan İngiliz kuvvetleri, kuzeye doğru ilerlemeye başladı.
Kut – el Amare denilen yerde yapılan savaşta, İngilizler
yenilgiye uğratılmışsa da daha sonra üstünlük tekrar İngiltere’ye
geçmiştir.
Bağdat’ı ele geçiren İngiliz kuvvetleri, Musul’un güneyine kadar
ilerlemişlerdir.
Irak cephesindeki
savaşlar İngilizlerin üstünlüğüyle sonuçlanmıştır.
NOT:
Irak Cephesi Osmanlı açısından bir savunma cephesidir.
4.
Kanal (Mısır – Süveyş) Cephesi (1914)
§ Açılma
Nedenleri:
F Almanya’nın
İngiltere’yi Uzakdoğu’ya giden sömürge yolları üzerinde durdurarak,
İngiltere ile sömürgeleri arasındaki bağlantıyı kesmek ve sömürgelerinden
İngiltere’ye gelen yardımları önleme düşüncesi
F Osmanlı
Devleti’nin 1882’de İngiliz işgaliyle kaybettiği Mısır’ı geri alma
düşüncesi
NOT:
Bu cephe Osmanlı açısından bir taarruz cephesidir.
§ Savaş:
Osmanlı Devleti ile Almanya’nın işbirliği sonucu açılan bu
cephede Osmanlı Kuvvetleri, Bahriye Nazırı Cemal Paşa komutasında Süveyş
Kanalı üzerine iki kez taarruza geçmişseler de başarılı olamamışlardır.
Osmanlı Devleti’nin
bu cephedeki savaşları kaybetmesinde bölgedeki Müslüman Arapların
İngilizlerle işbirliği yapıp Osmanlı kuvvetlerine karşı savaşmaları da
etkili olmuştur. Bu durum, aynı zamanda Ümmetçilik (İslamcılık) görüşünün
de geçersizliğini ortaya koymuştur.
NOT: İngiltere’nin
Mısır valisi Mac - Mahon ile Mekke Emiri Şerif Hüseyin Osmanlı’ya
karşı işbirliği yapmıştır
5.
Suriye – Filistin Cephesi (1918)
Kanal Cephesi’nin devamı olarak kabul edilen bu cepheler, Kanal
Harekâtı’ndan sonra Osmanlı kuvvetlerinin kuzeye çekilmesiyle oluştu.
Kudüs ve Filistin’i ele geçiren
İngilizler, Arapların da yardımıyla 1918’de Suriye’ye girmiştir.
Bu cephede Yıldırım
Orduları’na bağlı 7. Ordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa, İngiliz
ilerleyişini Halep’in kuzeyinde durdurmuştur.
NOT:
Bu gelişmeler daha sonra belirlenecek olan Misakı Milli’nin
Suriye sınırının oluşumuna etki etmiştir.
Mondros
Ateşkesi’nden sonra Alman General Limon Von Sanders’in yerine Yıldırım
Orduları Grubu Komutanlığı’na atanan Mustafa Kemal Paşa, bugünkü Suriye
sınırımızda savunma tedbirleri almaya çalışmışsa da bir süre sonra Yıldırım
Orduları feshedilerek Mustafa Kemal Paşa İstanbul’a çağırılmıştır.
NOT:
Bu cephe Osmanlı açısından bir savunma cephesidir.
Ayrıca savaştığımız son cephedir.
6.
Hicaz – Yemen Cephesi
Bu bölgede Osmanlı kuvvetleri, kutsal yerleri korumak için
İngilizlere karşı mücadele etmişlerdir.
Ancak Hicaz
Emiri Şerif Hüseyin İngilizlerle işbirliği yaparak, Osmanlı kuvvetlerine karşı
harekete geçmiştir. Bu durum Osmanlı’nın yenilmesine ve
İngilizlerin bütün Arap Yarımadası’nı ele geçirmelerine neden olmuştur.
Buradaki mücadele I.
Dünya Savaşı’nın sonuna kadar devam etmiştir.
NOT:
Bu cephe Osmanlı açısından bir savunma cephesidir.
7.
Galiçya, Romanya ve Makedonya Cepheleri
Osmanlı kuvvetleri bu cephelerde, İttifak Devletleri içerisinde
yer alan, Avusturya – Macaristan İmparatorluğu ve Bulgaristan’a
yardım için Rusya, Romanya ve Fransa’ya karşı mücadele etmiştir.
Bu cepheler Osmanlı toprakları dışında açılmışlardır.
Bu cephelerdeki
savaşlarda İttifaklar çok fazla başarılı olamamışlardır.
Osmanlı
Devleti’ni Paylaşmak İçin Yapılan Gizli Antlaşmalar
F Gizli antlaşmalar
İtilaf Devletleri’nin savaş sonunda Osmanlı toprakları üzerindeki
çıkarlarının çatışmaması için yapılmıştır.
F Gizli
antlaşmaların ortak amacı; savaş sonunda Osmanlı topraklarının İtilaflar
tarafından paylaşılmasıdır. Bu antlaşmaların başlıcaları şunlardır;
§ İstanbul
(Boğazlar) Antlaşması (1915)
Ø İngiltere, Fransa
ve Rusya arasında imzalanan bu antlaşmaya göre, Boğazlar
ve İstanbul Rusya’ya bırakılmıştır.
Ø Buna
karşılık Rusya, İngiltere ve Fransa’nın Osmanlı Devleti’nin Anadolu ve
Orta Doğu topraklarındaki çıkarlarını kabul etmiştir.
§ Londra
Antlaşması (26 Nisan 1915)
Ø İngiltere,
Fransa, Rusya ve İtalya arasında imzalanmıştır.
Ø Buna
göre; İtilaf Devletleri Antalya çevresini İtalya’ya bırakmış ayrıca
Oniki Ada ve Trablusgarp’taki İtalyan egemenliğini kesin
olarak kabullenmişlerdir.
NOT:
Bu antlaşmanın ardından İtalya, İttifak bloğundan ayrılmış,
İtilaf Devletleri safında savaşa girmiştir.
§ Sykes
– Picot (Sykıs Picot) Antlaşması (26 Nisan 1916)
Ø İngiltere
ve Fransa arasında yapılmıştır. Sonradan Rusya da ek
protokol ile dâhil olmuştur.
Ø Bu
antlaşmaya göre;
F İngiltere; Hayfa,
Akka ve Irak bölgesini,
F Fransa;
Çukurova, Suriye, Lübnan, Musul, Kayseri ve
Harput (Elazığ) bölgesini alacaktı.
NOT:
İngiltere ve Fransa bu antlaşmaya ek olarak 1916’da yapılan Petrograd
Protokolü ile Boğazlar, Doğu Anadolu Bölgesi ve Doğu
Karadeniz kıyılarını Rusya’ya bırakmışlardır.
§ Saint
Jean De Maurienne (Sen Jön Dö Marien) Antlaşması (19 Nisan 1917)
Ø İtalya’nın Sykes –
Picot Antlaşması’na tepki göstermesi üzerine İngiltere, Fransa ve
İtalya arasında imzalanmıştır.
Ø Buna göre; Güneybatı
Anadolu (Antalya, Aydın, Konya), İzmir ve çevresi İtalya’ya
bırakılmıştır.
Ø Rusya
ülkesindeki karışıklıklardan dolayı bu antlaşmaya katılamamıştır. Ancak bu
antlaşma, İtalya’ya verilen toprakların Rusya tarafından da kabul
edilmesiyle yürürlüğe girebilecektir.
NOT:
Antlaşmanın bu şartı, ileriki dönemde kendiliğinden ortadan
kalkmıştır. Bunun nedeni ise, Rusya’nın savaştan çekilerek İtilaf
Devletleri grubundan ayrılmasıdır.
§ Mac
Mahon Antlaşması (1916)
Ø İngiltere’nin Mısır
valisi ve Süveyş Kanalı sorumlusu Mac Mahon ile Hicaz
Emiri Şerif Hüseyin arasında yapılmıştır.
Ø İngilizler Arap
halkının Osmanlı Devleti’ne ayaklanmasına karşılık, Arapların
bağımsızlıklarını tanıyacaklarını ve savaş sonrası Akdeniz’den Umman
Denizi’ne kadar olan bölgede büyük bir Arap İmparatorluğu kurulmasına yardımcı
olacaklarını belirtmişlerdir.
Ø Ancak
İngilizler savaştan sonra Arap topraklarını manda ve himaye
yönetimi adı altında sömürgeleştirmişlerdir.
NOT-1:
İngiltere, Ortadoğu petrollerinin tek bir siyasi gücün
elinde bulunmamasını istemiştir.
Buna yönelik yaptığı
politikalar sonucu günümüze kadar gelen Ortadoğu sorunları başlamıştır.
NOT-2:
I. Dünya Savaşı sırasında İtilaf Devletleri arasında yapılan gizli
antlaşmaları Rusya’daki Bolşevikler dünya kamuoyuna duyurmuşlardır. Bu
nedenle gizli antlaşmaların uygulanması zorlaşmıştır.
NOT-3:
Ayrıca ABD ve Yunanistan’ın da savaşa
girmesi ve Türk halkının işgallere karşı silahlı mücadeleye girmesi de
gizli antlaşmaların uygulanmasını imkânsız hale getirmiştir.
NOT-4:
Rusya’nın savaştan çekilmesinden sonra paylaşım planları
değişikliğe uğramış, bu da Osmanlı Devleti’yle bir barış
antlaşmasının yapılmasını geciktirmiştir.
NOT-5:
Gizli antlaşmalara en büyük tepki Wilson İlkeleri’nin
yayınlanmasıyla gösterilmiştir. Mondros Ateşkesi sonucunda Osmanlı
topraklarında yapılan işgallerle gizli antlaşmalar uygulanmaya
çalışılmıştır.
I.
DÜNYA SAVAŞI’NIN SONA ERMESİ
Ø ABD I. Dünya Savaşı
başladığında tarafsızlığını ilan etmişti. Ancak savaşın ileriki
aşamasında, İtilaf Devletleri’ne yaptığı silah ve cephane
satışlarıyla tarafsızlığını bozmuştur.
Ø Almanya bu gelişme
karşısında, ABD’yi uyarmış ancak silah satışları devam edince ABD’nin
Atlas Okyanusu’ndaki ticaret gemilerine saldırmıştır. ABD de bu
gelişmeyi gerekçe göstererek Almanya’ya karşı I. Dünya Savaşı’na
girmiştir (7 Nisan 1917).
Ø Rusya’nın
savaştan çekilmesi İtilafların Almanya karşısında güç kaybetmelerine neden
olmuştu. Ancak ABD’nin savaş girmesi durumu İttifakların aleyhine
çevirmiştir.
Ø İtilaf Devletleri
ABD’nin yapacağı askeri yardım karşılığında “Wilson İlkeleri”ne
uyacaklarına söz vermişlerdir. Bunun üzerine iyi donanımlı bir Amerikan
ordusu Avrupa’ya gönderilmiştir.
Ø Amerikan
kuvvetlerinin de katılmasıyla güçlenen İtilaf Devletleri, Almanya’yı batı
cephesinde yenilgiye uğratmışlardır.
NOT:
Almanya’nın İtilaf Devletleri’ne yenilmesinin temel nedeni; uzun
süren savaşı Alman ekonomisinin kaldıramayışı ve çökmesidir.
Ø Bu gelişmeden sonra
İttifakların savaşı kaybedeceğini anlayan Bulgaristan, I. Dünya
Savaşı’ndan çekilmiştir (29 Eylül 1918 – Selanik Ateşkesi).
Ø Bulgaristan’ın
savaştan çekilmesiyle, Osmanlı Devleti’nin müttefikleriyle olan kara
bağlantısı da kesilmiş oldu. Alman yardımları Osmanlı’ya ulaşmaz hale
geldi. Bu gelişme üzerine Osmanlı Devleti, “Mondros
Ateşkesi”ni imzalayarak, savaştan çekilmiştir (30 Ekim 1918).
Ø 3 Kasım 1918’de de Avusturya
– Macaristan, “Willaguiste Ateşkesi”ni imzalayarak, I. Dünya
Savaşı’ndan çekilmiştir.
Ø 11 Kasım 1918’de
İttifak Devletleri içerisinde en son Almanya “Rethandes Ateşkesi”ni
imzalayarak savaştan çekilmiştir.
Ø Böylece
I. Dünya Savaşı, İttifak Devletleri’nin yenilgisiyle sonuçlanmıştır.
NOT:
Savaşı İtilaf Devletleri’nin kazanmasının nedenlerine ek olarak; İngiltere’nin
denizlere hâkim olması ve sömürgelerinden yardım alabilmesi,
Almanya’nın kara devleti olması da söylenebilir.
WİLSON
İLKELERİ
(8
OCAK 1918)
ABD Başkanı Wilson, I. Dünya Savaşı devam ederken 14 maddeden
oluşan ilkelerini açıklamıştır.
Bu ilkelerin
yayınlanma amacı I. Dünya Savaşı sonunda kalıcı barışın sağlanması ve
sömürgeciliğin sona erdirilmesi olarak görülse de gerçekte ABD’yi
dünya siyasetinde ön plana çıkarmaktır.
Maddeleri;
F Her
millet kendi geleceğini kendisi belirleyecektir (Self Determination).
NOT:
Bu madde özellikle sömürgeciliğe ve imparatorluklara
karşıdır.
F Savaş
sonunda galip gelen devletler, yenilen devletlerden toprak ve savaş
tazminatı almayacaklardır.
NOT:
Bu madde sömürgeciliğin “manda ve himaye” şekline,
savaş tazminatının da “savaş tamiratı” veya “onarım bedeli”ne
dönüşmesine neden olmuştur.
F Devletlerarası
gizli diplomasiye ve silahlanmaya son verilecektir (Kalıcı barış
amaçlanmış ve gizli antlaşmalara tepki gösterilmiştir.).
NOT:
Bu madde dünyadaki ilk silahsızlanma önerisi olarak
kabul edilir.
F Devletlerarası
anlaşmazlıklara siyasi yollardan çözüm bulmak için Cemiyet-i Akvam
(Milletler Cemiyeti) adıyla bir örgüt kurulacaktır.
F Savaşta ve barışta karasuları
dışındaki denizlerde serbestlik sağlanacak, gidiş – gelişler serbest
olacaktır.
F Uluslar arası ekonomik
engeller kaldırılacak ve devletler arasında eşitlik sağlanacaktır.
F Alsas
– Loren bölgesi Fransa’ya bırakılacak, Polonya yeniden kurulacaktır.
F Rusya,
Belçika, Romanya, Sırbistan ve Karadağ toprakları
boşaltılacak ve buralarda bu devletlerin lehine düzenlemeler yapılacaktır.
F İtalya’nın
sınırları ulusal esaslara göre düzenlenecektir.
F Osmanlı Devleti’ne Türklerin
çoğunlukta olduğu bölgelerde egemenlik hakkı tanınacaktır.
F Osmanlı
Devleti’nin egemenliği altında yaşayan diğer uluslara da (azınlıklara)
kendi geleceklerini belirleme hakkı verilecektir.
NOT:
Bu madde ile Osmanlı İmparatorluğu milliyet esaslarına göre
bağımsız devletlere bölünmek istenmiştir. Ermeniler, Rumlar ve
Araplar devlet kurmak için hazırlıklara başlamışlardır.
F Boğazlar,
bütün dünya ticaret gemilerine açık olacak ve bu durum tüm
devletlerin garantisi altında olacaktır (12. Madde).
PARİS
BARIŞ KONFERANSI
(18
OCAK 1919)
Konferansın toplanma amacı; I. Dünya Savaşı sonunda mağlup
olan devletlerin durumlarını belirlemek ve bu devletlerle yapılacak barış
antlaşmalarının esaslarını tespit etmektir.
Konferansa 32 devlet katılmıştır. Konferansa hâkim devletler İngiltere,
Fransa, Japonya ve Yunanistan olmuştur. Konferansta
etkili olması beklenen ABD ve İtalya ise istediklerini elde
edememişlerdir.
Konferansta öncelikli görüşülen konularda biri de Almanya’nın
toparlanmasına fırsat vermeden, ağır şartlar taşıyan bir antlaşmanın
hazırlanması olmuştur.
Konferansta ayrıca Wilson İlkeleri doğrultusunda ABD’nin isteği
üzerine Cemiyet-i Akvam’ın kurulmasına karar verildi.
Paris Konferansı
daha sonraki aşamada Osmanlı topraklarının paylaşılması şekline dönüştü. Gizli
antlaşmalarda İtalya’ya bırakılan İzmir ve çevresi İngiltere’nin
istekleri doğrultunda Yunanistan’a bırakılmıştır.
NOT-1:
Bunun nedeni, İngiltere’nin bölgede (Doğu Akdeniz) güçlü bir
İtalya yerine, kendi güdümünde zayıf bir Yunanistan’ı istemesidir.
NOT-2: Bu durum, İtilaf Devletleri arasında Anadolu’daki işgaller
konusunda ilk anlaşmazlıkların da (ilk görüş ayrılığı) başlamasına neden
olmuştur.
NOT-3:
Başlayan bu anlaşmazlıklar nedeni ile İtalya, Anadolu’da işgale
son veren ilk itilaf devletidir.
NOT-4:
Yunan Başbakanı Venizelos ve Ermeni Patriği Zaven Efendi sunduğu
sahte belgeler ile Doğu Anadolu’da ABD mandasında bir Ermeni Devleti
kurulması kararının alınmasını sağladılar.
NOT-5:
Ermenilerin propagandaları karşısında Paris Konferansı; Doğu
Anadolu’ya ABD’li General Harbord başkanlığında bir heyet
gönderdi. Bu heyet hazırladığı raporda Ermenilerin Anadolu’nun hiçbir yerinde
çoğunlukta olmadığını vurgulamıştır.
Konferans’ta
ayrıca; Antep, Urfa ve Maraş’ın Fransa’ya verilmesine ve Boğazların yönetiminin
uluslararası bir komisyona bırakılmasına karar verilmiştir.
NOT:
Wilson ilkelerinin “sömürgecilik yapılmayacak” maddesine
karşı “manda ve himaye” fikri ilk kez burada ortaya atılmıştır.
I.
DÜNYA SAVAŞI SONUNDA YAPILAN BARIŞ ANTLAŞMALARI
Sevr Antlaşması
dışında, esasları Paris Barış Konferansı’nda belirlenen bu
antlaşmalar ve başlıca maddeleri şu şekilde sıralanabilir;
Versailles
(Versay) Barış Antlaşması
(28
Haziran 1919)
Ø İtilaf
Devletleri ile Almanya arasında yapılmıştır.
Ø Buna
göre;
F Almanya, Alsas –
Loren bölgesini Fransa’ya bırakmış, Belçika, Polonya, Çekoslovakya ve
Litvanya’ya bazı topraklar vermiştir.
F Alman sömürgeleri İtilaf Devletleri
arasında paylaşılmıştır.
F Almanya’nın Avusturya ile birleşmesi
yasaklanmıştır.
F Almanya’da mecburi askerlik
kaldırılmış ve ordu 100.000 kişi ile sınırlandırılmıştır (Askeri kısıtlama).
F Ekonomik kısıtlamalar getirilmiştir
(Savaş tazminatı).
NOT: Versay Antlaşması’yla birçok Alman, ülke sınırları
dışında kalmış ve bu da azınlıklar sorununu doğurmuştur. Antlaşmanın çok
ağır şartlar taşıması, kalıcı bir barışı sağlayamamış ve II.
Dünya Savaşı’nın çıkmasına da zemin hazırlamıştır.
Saint
Germain (Sen Jermen) Barış Antlaşması (10 Eylül 1919)
Ø Avusturya
ile İtilaf Devletleri arasında yapılmıştır.
Ø Buna
göre;
F Avusturya –
Macaristan İmparatorluğu ikiye ayrıldı. Avusturya ve Macaristan adıyla iki yeni
devlet haline getirildi.
F Avusturya; Çekoslovakya, Yugoslavya ve
Macaristan’ın bağımsızlığını tanıyacaktır.
F Avusturya, Milletler Cemiyeti’nin
onayını almadan Almanya ile birleşemeyecektir.
F Mecburi askerlik
kaldırılarak Avusturya ordusu 30.000 kişiye indirilecektir.
F Avusturya savaş tazminatı ödeyecektir.
Neuilly
(Nöyyi) Barış Antlaşması
(27
Kasım 1919)
Ø İtilaf
Devletleri ile Bulgaristan arasında yapılmıştır.
Ø Buna
göre;
F Bulgaristan bazı topraklarını Romanya,
Yunanistan ve Yugoslavya’ya bırakmıştır.
F Mecburi askerlik kaldırılarak ordusu
25.000 kişi ile sınırlanan Bulgaristan’ın deniz ve hava kuvvetleri kurması
yasaklanmıştır.
F Bulgaristan savaş tazminatı
ödeyecektir.
NOT:
Nöyyi Antlaşması ile Batı Trakya’yı Yunanistan’a bırakan Bulgaristan’ın
Ege Denizi ile olan bağlantısı kesilmiştir.
Trianon
(Triyanon) Barış Antlaşması
(4
Haziran 1920)
Ø İtilaf
Devletleri ile Macaristan arasında yapılmıştır.
Ø Savaştan
sonra Macaristan’da ihtilal çıkmış ve bu da antlaşmanın yapılmasını
geciktirmiştir.
Ø Buna
göre;
F Macaristan, topraklarının büyük
kısmını Çekoslovakya, Romanya ve Yugoslavya’ya bırakmıştır.
F Mecburi askerlik kaldırılarak ordusu
35.000 kişi ile sınırlandırılmıştır.
F Macaristan
deniz ve hava kuvvetleri bulundurmamayı kabul etmiş ve ağır ekonomik yükümlülük
altına girmiştir.
NOT:
Avrupalı devletler Osmanlı topraklarını paylaşma konusunda
anlaşamadığı için Osmanlı Devleti ile imzalanacak olan barış antlaşması
gecikmiştir (Sevr Antlaşması – 10 Ağustos 1920).
Barış
Antlaşmalarının Özellikleri
Þ Yenilen devletlere askeri
sınırlamalar ve ağır ekonomik yükümlülükler kabul
ettirilmiştir.
Savaşa katılan devletlerin sınırları değişmiş, yenilen
devletlerin topraklarında yeni devletler kurulmuştur.
Sömürgelerin el değiştirmesinden dolayı dünyanın siyasi
haritası da değişmiştir.
Wilson İlkeleri dikkate alınmamıştır.
Sınırlar çizilirken
milliyetçilik ilkesine uyulmaması azınlıklar sorununun ortaya çıkmasına
neden olmuştur.
I.
DÜNYA SAVAŞI’NIN SONUÇLARI
Ø I. Dünya Savaşı’ndan en
karlı çıkan devlet İngiltere olmuştur. Almanya’nın rekabetinden
kurtulmuş, Rusya da etkisiz hale geldiği için İngiltere, Avrupa siyasetinin en
güçlü devleti haline gelmiştir.
Ø Dünyada milliyetçilik
düşünceleri güç kazanmış, milli devletler ortaya çıkmıştır.
Ø Osmanlı
Devleti, Avusturya – Macaristan İmparatorluğu, Rus Çarlığı, Alman İmparatorluğu
yıkılmıştır.
Ø Çekoslovakya,
Avusturya, Macaristan, Polonya, Litvanya, Letonya, Ukrayna, Estonya,
Yugoslavya, SSCB ve Türkiye gibi yeni devletler kurulmuştur.
Ø Orta Doğu ve
Avrupa’nın siyasi haritası yeniden çizilmiştir.
Ø Dünya barışını
korumak amacıyla Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam) kurulmuştur.
Ø Sömürgecilik “manda
ve himaye” adı altında devam etmiştir (mandaterizm).
Ø Yenilen devletlerde rejim
değişiklikleri meydana gelmiştir. Komünizm (Rusya – Lenin,
Stalin), Nazizm (Almanya) ve Faşizm (İtalya) gibi
totaliter (baskıcı) rejimler doğmuştur.
Ø Almanya’da
Hitler, İtalya’da Mussolini, İspanya’da Franko,
Portekiz’de Salazar, ülkelerinde Faşizmi yani ırkçılığı
uygulamaya başlamışlardır.
NOT:
Özellikle Almanya ve İtalya’nın izlediği ırkçı
ve yayılmacı politikalar II. Dünya Savaşı’nın çıkmasına
neden olmuştur.
Ø I. Dünya Savaşı’nda
10 milyona yakın insan ölmüştür.
Ø ABD’nin savaşa
katılışı ve Avrupa’ya asker sevkiyatı, Amerika’nın “Monroe Doktrini”nden
ilk ayrılışıdır. Savaştan sonra Amerika tekrar Monroe Doktrini’ne
dönmüş ve Avrupa ile ilgisini kesmiştir.
Ø Savaşta ilk kez
kimyasal silahlar, tanklar ve denizaltılar kullanılmıştır.
Ø Hava saldırılarıyla
sivil alanların da hedef haline gelmesi üzerine, Sivil Savunma
Teşkilatları kurulmaya başlamıştır.
Ø Savaş
sonunda yenilen devletlerle yapılan antlaşmalar kalıcı barışı
sağlayamamış ve yeni bir dünya savaşının çıkmasına ortam
hazırlamıştır.
İNGİLTERE
|
En
karlı çıkan devlet
|
ABD
|
Savaşın
kaderini değiştiren devlet
|
İTALYA
|
Savaş
sırasında taraf değiştiren devlet
|
BULGARİSTAN
|
Savaştan
çekilen ilk ittifak devleti
|
JAPONYA
|
Savaştan
ilk çekilen devlet
|
RUSYA
|
Rejim
değiştiren devlet
|
YUNANİSTAN
|
Savaşa
en son katılan devlet
|
DAĞILAN
DEVLETLER
|
Osmanlı,
Rusya, Almanya, Avusturya - Macaristan
|
YENİ
KURULAN DEVLETLER
|
Çekoslovakya,
Avusturya, Macaristan, Polonya, Litvanya, Letonya, Ukrayna, Estonya,
Yugoslavya, SSCB Türkiye
|
MONDROS
ATEŞKES ANTLAŞMASI
(30
EKİM 1918)
Ø Mondros
Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından önce, Osmanlı Devleti’nde meydana
gelen gelişmeler şunlardır;
Mondros Ateşkesi’nden iki ay önce padişah V. Mehmet Reşat ölmüş,
yerine son Osmanlı padişahı VI. Mehmet Vahdettin (Vahideddin) geçmişti.
I. Dünya Savaşı’nın İttifak Devletleri tarafından kaybedildiği
anlaşılmış, Bulgaristan da savaştan çekilmişti.
Bu gelişmeler karşısında İttihat ve Terakki Partisi’nin
kurmayları olan Sadrazam Talat Paşa, Başkomutan Vekili Enver
Paşa ve Deniz Kuvvetleri Bakanı Cemal Paşa da ülkeyi
gizlice terk etmişlerdir.
Padişah Vahdettin
bu gelişmeden sonra, yeni hükümetin kurulması görevini Ahmet İzzet Paşa’ya
vermiştir. Yeni kurulan bu hükümet İtilaf Devletleri’ne ateşkes isteğinde
bulunmuştur (14 Ekim 1918).
Ø Osmanlı
Devleti’nin Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalamasına zemin hazırlayan
etkenler;
I. Dünya Savaşı’nın İttifak Devletleri’nin yenilgisiyle
sonuçlanmış olması,
Osmanlı ordusunun asker sayısı itibariyle yeterli olmasına rağmen
silah ve cephane açısından yetersiz kalması,
Wilson İlkeleri’nde, Türklerin çoğunlukta olduğu
bölgelerde egemenlik hakkının Türklere verileceğinin belirtilmiş olması,
Bulgaristan’ın
savaştan çekilmesi üzerine Osmanlı Devleti’yle Almanya arasında kara
bağlantısının ve yardımların kesilmesi,
NOT:
Bulgaristan, savaştan çekilen ilk ittifak
devletidir.
İstanbul ve Boğazlar bölgesinin işgal tehdidi altında
bulunması,
Saltanat
yönetiminin ve yandaşlarının İngilizlerin hoşgörüsüne güvenmeleri
Ø Ateşkesi
Osmanlı Devleti adına, Ahmet İzzet Paşa kabinesinde görev yapan Bahriye
Nazırı (Deniz Kuvvetleri Bakanı) Rauf (Orbay) Bey başkanlığında bir
heyet ile İngiliz Amirali Caltrophe (Kaltrop) imzalamıştır.
Ø Antlaşmanın
imzalandığı yer ise, Limni Adası’nın Mondros Limanı’ndaki Agememnon
Zırhlısıdır.
Ø Maddeleri;
A)
Osmanlı Devleti’nin Egemenlik Haklarını Kısıtlayan Hükümler
F Çanakkale
ve İstanbul Boğazları açılacak ve bölgedeki istihkâmlar (askeri üsler) İtilaf
Devletleri tarafından işgal edilecektir.
Bu madde ile Anadolu ve Trakya’nın
bağlantısı kesilmiştir. Osmanlı’nın toprak bütünlüğü bozulmuştur.
Osmanlı Devleti’nin
siyasi varlığı ve İstanbul tehdit altına girmiştir.
F İtilaf
Devletleri güvenliklerini tehlikede gördükleri herhangi bir stratejik noktayı
işgal edebileceklerdir (7. madde).
Ateşkesin en tehlikeli maddesidir.
Osmanlı Devleti’nin egemenlik alanı ve hakları
daraltılmıştır.
Anadolu’nun işgal edileceğinin ilk belirtisidir.
İtilaf Devletleri bu maddeye dayanarak Anadolu’yu işgal etmişlerdir.
Bu madde İtilaf
Devletleri’nin Wilson İlkeleri’ne uymayacağını göstermiştir.
F Vilayet-i
Sitte’de (Doğu’daki altı il; Bitlis Elazığ, Diyarbakır, Erzurum, Van, Sivas)
herhangi bir karışıklık çıkarsa İtilaf Devletleri bu bölgeleri işgal
edebileceklerdir (24. madde). = Kodlama= BEDEVS
Bu maddede Ermenilerden söz edilmemişse de İtilaf
Devletleri’nin buradaki amacı, bu altı ilin, kurulması düşünülen Ermenistan
Devleti’ne verilmesidir.
Osmanlı Devleti’nin
egemenlik alanı kısıtlanmıştır.
F Hükümet
haberleşmeleri dışındaki bütün haberleşme araçları İtilaf Devletleri’nin
denetimine girecektir.
İtilaf Devletleri’nin bütün haberleşme araçlarına el
koymalarının nedeni kendilerine karşı yapılabilecek direnişleri ve
tepkileri engellemek istemeleridir.
Bu madde aynı
zamanda Osmanlı’yı savunmasız bırakma amacına yöneliktir.
F Osmanlı Devleti, İttifak Devletleri
ile tüm ilişkilerini kesecek, Alman ve Avusturya uyruklu asker ve sivil
memurlar Osmanlı topraklarını terk edecektir.
Þ Osmanlı Devleti’nin diplomatik
ilişkilerine sınırlandırmalar getirilerek kontrol altına alınmıştır.
Osmanlı Devleti’nin
diğer devletlerle ilişkilerine de müdahale edilerek egemenlik hakları
kısıtlanmıştır.
B)
Askeri Hükümler
F Sınırların
denetlenmesi ve iç düzenin korunması için gerekli olan birlikler dışında kalan Osmanlı
orduları terhis edilecek, bütün savaş gemilerine, ordunun araç, gereç,
silah ve cephanesine el konulacaktır.
İtilaf Devletleri
bu tür askeri kısıtlamalarla Osmanlı Devleti’ni savunmasız duruma
düşürmeye, böylece planladıkları işgalleri kolaylıkla gerçekleştirmeye çalışmışlardır.
F Trablusgarp ve
Bingazi’deki bütün Türk subayları en yakın İtalyan Garnizonu’na; Hicaz, Yemen,
Suriye ve Irak’ta bulunan askeri birlikler ise İtilaf Devletleri’ne teslim
olacaklardır. Diğer yandan İran ve Kafkasya’ya giren Osmanlı birlikleri işgal
ettikleri yerlerden derhal geri çekilecektir.
F Osmanlı
Devleti’nin elindeki bütün savaş esirleri serbest bırakılacak, buna karşılık
Türk esirler İtilaf Devletleri’nin denetiminde kalacaklardır.
Bu madde ile, devletlerin
eşitliği ilkesine uyulmamış ve barış antlaşması gibi hareket
edilmiştir.
C)
Ekonomik Hükümler
F İtilaf Devletleri bütün
liman ve tersanelerden yararlanabileceklerdir.
F Toros
tünelleri, demir yolları ve deniz işletmeleri İtilaf
Devletleri’ne bırakılacaktır.
F İtilaf
Devletleri kömür, akaryakıt ve benzeri maddeleri Anadolu’dan
temin edecekler, bu maddelerin hiçbiri ihraç edilmeyecektir.
İtilaf Devletleri
bu ağır ekonomik hükümleri kabul ettirerek Osmanlı Devleti’nin ekonomik
bağımsızlığını elinden almış ve Osmanlı’yı kendilerine bağımlı
hale getirmeye çalışmışlardır.
Mondros
Ateşkesi’nin Önemi ve Sonuçları
Osmanlı Devleti’nin İtilaflar karşısında kayıtsız şartsız
teslimiyeti anlamına gelen bu ateşkes antlaşmasıyla, Osmanlı
Devleti, fiilen sona ermiştir.
Anadolu toprakları işgale açık hale gelmiştir.
Osmanlı Devleti, bu antlaşmayı imzalarken Wilson İlkeleri’ne
güvenmişse de İtilaf Devletleri, Wilson İlkeleri’ni dikkate almamışlar ve
işgallere başlamışlardır.
Mondros’un imzalanmasından sonra Osmanlı’da hükümet
değişiklikleri yaşanmıştır. Ahmet İzzet Paşa Hükümeti 8 Kasım 1918’de
istifa etmiş, yerine 11 Kasım 1918’de Tevfik Paşa Hükümeti
kurulmuştur.
Padişah Vahdettin de 4 ay içerisinde seçimlere gitmek kaydıyla
Osmanlı Mebusan Meclisi’ni feshetmiştir (21 Aralık 1918).
Bu karışıklık
ortamında İtilaf Devletleri’nin baskısı da iyice artınca Osmanlı Hükümeti
tekrar değişmiş, Tevfik Paşa Hükümeti yerine, İngiliz manda ve himaye
yönetimini savunan, Damat Ferit Hükümeti kurulmuştur (4 Mart 1919).
Mondros
Ateşkesi’nin Uygulanması ve İlk İşgaller
İtilaf Devletleri Mondros Ateşkesi’nin hemen ardından I. Dünya
Savaşı sırasında imzaladıkları gizli antlaşmaları yürürlüğe koymak için
işgallere başladılar.
İngilizler; 3 Kasım 1918’de Musul’u
işgal etti (ilk işgal edilen yer). İngilizler daha sonraki
dönemlerde Maraş, Antep, Urfa’ya ayrıca Samsun, Merzifon, Bilecik, Afyon,
Eskişehir, Çanakkale, Kars ve Batum’a asker çıkardılar.
Urfa, Antep, Maraş sonradan Fransa’ya verildi, İngiltere
karşılığında ise Musul’u aldı (Suriye İtilafnamesi). Amacı; petrol
bölgelerinin güvenliğini sağlamak ve Doğu’da kurulması düşünülen Ermeni
Devleti üzerinde nüfuz kurmaktı.
Fransızlar; 4 – 5 Kasım 1918’de Hatay, İskenderun,
Dörtyol, Payas, Adana ve Mersin istasyonunu işgal etmişlerdir.
İtalyanlar; 6 - 7 Kasım 1918’de Antalya, Bodrum,
Fethiye, Marmaris, Kuşadası ve Konya’yı işgal etmişlerdir.
13 Kasım 1918’de 61 parçadan oluşan İtilaf Devletleri donanması,
İstanbul’a gelerek demirlemişlerdir (İstanbul’un ilk işgali).
Aynı tarihte
Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı’ndan ayrılarak İstanbul’a gelen
Mustafa Kemal, İtilaf Donanması için “Geldikleri gibi
giderler” demiştir.
Osmanlı bünyesindeki azınlıklar da (Rumlar – Ermeniler)
işgalleri kolaylaştırmak ve bağımsız devletler kurabilmek için
zararlı faaliyetlerini arttırmışlardır.
İşgaller karşısında
Osmanlı yönetimi tepkisiz kalınca, Türk halkından işgallere karşı gelen ilk
tepki de direnme cemiyetlerini kurmak olmuştur.
İlk
işgal - Musul –
3
Kasım 1918
|
İNGİLTERE
|
İstanbul’un
işgali - 13 Kasım 1918
|
İTİLAF
DEVLETLERİ
|
İlk
Resmi İşgal - İzmir - 15 Mayıs 1919
|
YUNANİSTAN
|
İlk
Direniş –
Hatay - Dörtyol
|
FRANSIZ
|
Batı
cephesindeki ilk direniş - Ayvalık
|
YUNANİSTAN
|
Wilson
İlkeleri çiğnendi.
|
İZMİR’İN
İŞGALİ
(15
MAYIS 1919)
Yunanistan, İzmir’i
işgal hakkını Paris Barış Konferansı’nda elde etmiştir (18 Ocak
1918).
Þ İşgal hakkını elde etmesinde
ve işgali gerçekleştirmesinde, Yunanistan’ın en büyük destekçisi İngiltere
olmuştur.
Daha önce gizli
antlaşmalarla İtalya’ya bırakılan İzmir ve çevresi Paris
Konferansı’nda İngiltere’nin baskısı ve sahte belgelerle ortaya
attığı;
F Bölgede Rum nüfus çoğunluktadır.
FTürkler bölgedeki Hıristiyan halkı
katletmek üzeredir.
F Bölge,
kültür ve coğrafi açıdan Yunanistan’ın doğal bir uzantısıdır gibi asılsız
iddialarla İtalya’nın elinden alınarak, ABD ve Fransa’nın
da desteğiyle Yunanistan’a bırakılmıştır.
İngiltere’nin bu haksız iddiaları, Dünya kamuoyuna yaymaya
çalışmasının nedeni, İzmir’in işgaline haklı gerekçeler bulmak
istemesidir.
İzmir gibi
stratejik açıdan çok önemli bir bölgeye güçlü İtalya’nın yerleşmesi, İngiltere’nin
politikalarına ters düşeceğinden; İngiltere, zayıf, uydu ve her an
kendi politikaları doğrultusunda kullanabileceği Yunanistan’ın bölgeyi
işgal etmesini sağlamıştır.
İşgal;
İngiliz destekli Yunanlılar Megalo İdea’yı (Büyük Ülkü) gerçekleştirmek
için 15 Mayıs 1919’da azınlıkların coşkun gösterileri arasında İzmir’e asker
çıkardırlar.
Kalabalığın arasında bulunan Hukuk-u Beşeri (İnsan
Hakları) Gazetesi yazarı Hasan Tahsin (Osman Recep Nevres) Yunanlılara “ilk
kurşunu” attı.
Yunanlılar, 48 saat
içerisinde İzmir ve çevresinde, 2000’den fazla Türk’ü, keyfi bir şekilde
süngüleyerek öldürdüler.
İşgalin
sonuçları;
a)
İçerideki Sonuçları:
Türk halkı işgallerin geçici olmadığını anladı.
Osmanlı yönetimi işgale kayıtsız kaldığı için, halk kendi
haklarını savunmak için harekete geçti.
Hasan Tahsin’in
attığı ilk kurşun, milli bilincin uyanmasını ve Kuva-i
Milliye ruhunun doğmasını sağlamıştır.
NOT:
İzmir’in işgali, silahlı direnişin başlamasına neden
olduğu için, Milli Mücadele açısından olumlu bir sonuç doğurmuştur.
b)
Dışarıdaki Sonuçları:
İşgal, Dünya
kamuoyunda da yankılar uyandırdı. Milletler Cemiyeti (aslında ABD ve İtilaf
Devletleri) bölgeye incelemeler yapmak için Amiral Bristol başkanlığında
bir komisyon gönderdi.
Bu komisyonun
bölgeye gönderilmesinde;
F Yunanlıların
yaptıkları saldırılar sonrası Avrupa kamuoyunda Türkler lehine bir
kanaatin oluşması
F Avrupalı
devletlerin bu bölgedeki ticari ve ekonomik çıkarlarının
sarsılmaya başlaması
F Osmanlı
Devleti’nin bölgeye bir komisyon gönderilmesini istemesi gibi
nedenler etkili olmuştur.
Bristol, bölgedeki
incelemelerinden sonra hazırladığı raporda;
F İddia edildiği gibi, bölgede
Rum nüfusun çoğunlukta olduğu ve buradaki Hıristiyan halkın
katledilmek üzere olduğu şeklindeki haberler asılsızdır.
F Bölgedeki
katliamlardan, tamamen Yunan işgal komutanı sorumludur.
F Yunan
işgal kuvvetleri hemen bölgeyi terk etmeli, eğer bölge işgal
edilecekse, bu İtilaf Devletleri’nin ortak askeri birlikleri tarafından
gerçekleştirilmelidir, ifadelerini kullanmıştır.
NOT-1:
Amiral Bristol Raporu, İzmir’in işgalinin haksızlığını ve
Türk Milli Mücadelesi’nin haklılığını ortaya koyan ilk uluslar arası
belgedir.
NOT-2:
Yunanlıların işgalleri güvenlik amacıyla değil, ilhak
(sınırlarını genişletmek) amacıyla yaptıkları belgelerle ortaya koyulmuştur.
NOT-3: Milne Raporu ve
Hattı: Kuvay-i Milliye’nin sert
direnişi Yunanistan’ı endişelendirmiş, Yunanistan Kuvay-i Milliye ile
aralarında İtilaf Devletleri birliklerinin bulunmasını istemiştir. Mustafa
Kemal, bu hat’a uyulmamasını emretmiştir.