İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK
TARİHİ
*Türklerin anayurdu Orta Asya’dır. Orta Asya, doğuda Kingan
Dağları, batıda Hazar Denizi, kuzeyde Sibirya düzlükleri, güneyde ise Hindikuş,
Tibet ve Karanlık Dağları ile çevrilidir.
*Bölge yüzey şekilleri itibariyle yüksek platolardan
oluşmakta, karasal iklim hüküm sürmekte, bozkır bitki örtüsü görülmektedir. Bu
nedenle tarıma elverişli bir yer olmayan bölgede yaşayanlar hayvancılıkla uğraşmışlar ve göçebe bir yaşam sürmüşlerdir.
Göçebe kültürünün sonucunda şu
durumlar ortaya çıkmıştır;
Merkezi yapı güçlenememiş
(boylar federasyonu şeklinde örgütlenme vardı.),
Mimari ve şehircilik ortaya
çıkmamış,
Ekonomi, hayvancılığa dayalı
kalmış,
Sanat, taşınabilir eşya ve
hayvan figürleri üzerine yapılmıştır. Ayrıca çadır sanatı gelişmiştir.
Yazılı hayat geç başlamış, onun
yerine sözlü edebiyat ve sözlü hukuk (töre) gelişmiştir.
Hapis cezaları kısa süreli
olmuştur.
Toplum dayanışmacı olmuş ve
imtiyazlı (ayrıcalıklı) bir sınıf anlayışı görülmemiştir. (Kölelik de yoktur.).
Özel mülkiyet anlayışı
gelişememiştir.
At ve koyunun etkin olduğu bir
bozkır kültürünün gelişmesini sağlamıştır.
Askeri yapı gelişmiştir.
Þ Orta
Asya’nın Tarih Öncesi Devirlere ait ilk kültür merkezleri;
¶ Anav
(M.Ö. 4500 – M.Ö. 1000): Orta Asya’nın en
eski kültürüdür.
¶ Kelteminar,
Afanasyeva (M.Ö 3000 – M.Ö. 1700): Bu kültür çevresi geniş bir
alanı etkileyerek Orta Asya uygarlığının temelini oluşturmuştur.
¶ Andronova
(M.Ö. 1700 – M.Ö. 1200): Bu kültürde yaşayanlar atı
evcileştirmişlerdir.
¶ Karasuk
(M.Ö. 1200 – MÖ. 700): Orta Asya uygarlığında demir ilk
defa bu bölgede işlenmiştir.
¶ Tagar
(M.Ö.700 – M.Ö. 100): Orta Asya’daki kültürlerin en
gelişmiş olanıdır.
Türklerin
Orta Asya’dan Göç Sebepleri:
İklim ve bitki örtüsündeki olumsuz değişiklikler (kuraklık,
otlak ve meraların azalması, tarım alanlarının daralması),
Salgın hayvan hastalıkları,
Boylar arası hâkimiyet mücadelesi,
Hızlı nüfus artışı,
Dış baskılar (bağımsızlık düşüncesi),
Dünya hâkimiyeti
düşüncesidir.
Doğuya
gidenler; Uzakdoğu ve Çin’e, Batıya
gidenler; Anadolu, Avrupa, Mezopotamya, Suriye ve Mısır’a, Kuzeye
gidenler; Sibirya içlerine
kadar, Güneye gidenler; Hindistan,
Afganistan ve İran’a kadar uzanmışlardır.
Göçlerin
Sonucunda;
Göç edenlerin çoğu, gittikleri bölge halkı içerisinde kendi milli
benliklerini kaybetmişlerdir.
Farklı kültürlerin kaynaşması, yeni
uygarlıkların meydana gelmesinde etkili olmuştur.
Türkler teşkilatçı özellikleri sayesinde göç ettikleri yerlerde güçlü
devletler kurmuşlardır.
Göç edenler gittikleri bölgelere daha yüksek
bir medeniyeti götürmüşlerdir. Örneğin; maden işlemeciliği, dünyaya Orta Asya
göçleriyle yayılmıştır.
Türkler gittikleri yerlerde devlet yönetimi ve askeri
teşkilatlanma açısından örnek olmuşlardır.
Batıya giden Türkler, Kavimler Göçü’ne
neden olmuşlardır.
Göçler sonucunda Türk
Tarihini bir bütün olarak incelemek zorlaşmıştır.
· Orta
Asya’dan göç etmeyen Türk toplulukları Orta Asya’nın çeşitli
bölgelerinde yaşamlarını sürdürmüşlerdir.
NOT-1: Göçleri
kolaylaştıran etken; atın evcilleştirilmesi
ve tekerleğin kullanılmasıdır.
NOT-2: Göç
dalgasından ilk etkilenen bölgeler Ön
Asya ve Çin olmuştur.
NOT-3: Yazı
kullanılmadığından dolayı Türk göçleri ile ilgili kesin
bilgiler elde etmek güçtür.
“Türk”
Kelimesinin Anlamı
Türk kelimesi “türemek” fiilinden
gelmektedir. Ayrıca “Töreli” yani
kanun ve nizam sahibi anlamında da
kullanılmaktadır.
Sıfat olarak kullanıldığında Türk kelimesi “güç,
kuvvet” anlamındadır.
Türk kelimesinin devlet adıyla tarihte ilk kez kullanılması 6.
asrın içerisinde başlamıştır (Göktürkler). Daha
sonraki dönemlerde Türk soyundan gelen bütün toplulukları ifade eden ulusal
bir isim olmuştur.
Tarih boyunca Türk adını taşıyan devletler; Göktürkler,
Türkiye Cumhuriyeti, Hatay Türk Devleti, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkmenistan’dır.
Coğrafi bir ad
olarak Türkiye - Türkia şeklinde ilk
defa Bizans kaynaklarında Orta Asya için kullanılmıştır. 11.
yüzyılın sonlarından itibaren Anadolu için kullanılacaktır.
NOT: Tarihteki ilk
atlı göçebe Türk topluluğu İskitler (Sakalar)’dır.
Karadeniz’in kuzeyinde ve Orta Asya’nın batısında yaşamışlardır. En
ünlü hükümdarları “Alp Er Tunga”dır. “Şu” ve “Alp
Er Tunga” destanları vardır. Ordularında Amazon
denilen kadın askerler bulundurmuşlardır.
İSLAMİYET’TEN ÖNCE KURULAN TÜRK
DEVLETLERİ
ASYA HUN DEVLETİ
(M.Ö. 220 - M.S.
216)
Göçlerden sonra Orta Asya’da kurulan ilk
Türk devletidir. Orhun ve Selenga ırmakları arasında kurulmuştur.
Hunların merkezi, kutsal kabul edilen Ötüken’dir.
Bilinen ilk hükümdarları
Teoman’dır (M.Ö. 220 - 209). Bu dönemde Çin’e yapılan akınlar sonucunda
Çinliler tarafından ünlü “Çin Seddi” yapılmıştır.
Mete Han Dönemi Asya Hunları’nın en
parlak dönemidir (M.Ö. 209 - 74). Bu dönemde Asya’daki birçok kavim
(bütün Türk boyları) Hunların hâkimiyetine girmiştir.
Sınırlar; Moğolistan’dan Hazar Denizi’ne kadar genişlemiştir (Orta Asya Türk
siyasi birliği ilk kez sağlanmıştır.).
Mete Han’ın getirdiği “Devlet Hükümdar Ailesinin
Ortak Malıdır.” töresi (veraset sistemi = kut anlayışı) ile askerlik ve orduda
kullandığı “Onluk Sistem” daha sonraki Türk devletleri
tarafından benimsenmiştir.
Asya Hunları, taht kavgaları ve Çin entrikalarıyla M.S. 48’de
Kuzey ve Güney Hunları olarak 2’ye ayrıldı. Kuzey Hunları M.S. 156’da
Siyenpiler tarafından, Güney Hunları ise Çin tarafından yıkılmıştır.
Kuzey Hunları’nın
yıkılmasından sonra bölgedeki Türk boyları Batıya göç ederek Kavimler
Göçü’nü başlatmışlardır.
Kavimler
Göçü’nün sonuçları;
Ø Avrupa büyük bir
kargaşa içinde kaldı.
Ø Roma İmparatorluğu, Doğu ve Batı
olmak üzere parçalandı. Batı Roma 476’da, Doğu ise 1453’te
yıkıldı.
Ø Roma’nın 2’ye
ayrılmasıyla Hıristiyanlık dini de Katolik
ve Ortodoks olmak üzere ikiye ayrıldı.
Ø Avrupa’da Katolik
Kilisesi ve Ruhban sınıfı halk üzerinde skolâstik düşünce sistemini uygulayarak
baskı kurdu.
Ø Avrupa halklarının
birbirleriyle kaynaşmasıyla bugünkü Avrupa milletleri oluşmaya
başladı.
Ø Günümüz Avrupa devletlerinin
temelleri atıldı.
Ø İspanya
Müslümanların eline geçti.
Ø Alman Krallığı ve
Papalık birleşerek Kutsal Roma Germen İmparatorluğu’nu
kurdular.
Ø Avrupa’da ilk
Türk Devleti kuruldu.
Ø Avrupa topraklarında Derebeylik
(Feodalite) kuruldu.
Ø İlkçağ
bitti, Ortaçağ başladı.
NOT: Türk toplumlarında millet
ve devlet olma
bilinci ilk defa Asya Hunları’yla
başlamıştır.
AVRUPA HUN DEVLETİ
(375 - 469)
Kurucusu Balamir’dir.
Macaristan civarında kurulmuşlardır.
En
parlak dönemlerini Attilla Dönemi’nde yaşamışlardır (434 - 453).
Bu dönemde Balkan Seferleri sonucunda
Margos ve Anatolyos antlaşmaları ile Bizans’ı yıllık
vergiye bağlamıştır.
Batı
Roma üzerine yapılan Galya ve
Roma Seferleri’yle de bu
imparatorluk, Avrupa Hunları’na bağlanmıştır.
Attilla’nın ölümünden sonra
zayıflayan devlete Bizans devleti son vermiştir.
Avrupa Hunları, Avrupa’da kurulan ilk Türk Devleti olduğu için
diğer Türk boylarına yol gösterici olmuştur.
Ayrıca Orta ve Doğu Avrupa’ya
hakim olarak Balkanların Germen Kavimleri
tarafından istilasına engel olmuştur.
Avrupa Hunları; Bulgarların ve
Macarların bugünkü topraklarına yerleşmesinde de
etkili olmuştur.
Avrupa Hunları Anadolu’ya ilk
Türk akınlarını yapan devlettir.
GÖKTÜRKLER
(552 - 658)
Orta Asya’da kurulan ikinci büyük Türk devletidir.
Türk adını siyasi anlamda bir
devlet adı olarak kullanan ilk devlettir (ulusçu
anlayış).
Göktürklerle ilgili ilk bilgiler Ergenekon Destanı’na dayanmaktadır.
Bu nedenle ilk dönemlere ilişkin
bilgiler net değildir.
Asya Avar Hakanlığı’na bağlı
olarak yaşayan Göktürkler Bumin Kağan önderliğinde
bu devlete karşı 552’de isyan etti. Avarları yıkarak Ötüken merkezli olarak devlet kuruldu.
Bumin Kağan Orta Asya’daki
dağınık göçebe Türk boylarını tekrar bir bayrak altında toplamıştır (Orta Asya
Türk Siyasi Birliği ikinci kez sağlanmıştır.).
Bumin Kağan ülkeyi ikiye ayırmış
ve Batı’nın yönetimini kardeşi İstemi Yabgu’ya vermiştir (ilk kez İkili Teşkilat uygulanmıştır.).
En parlak dönem Mukan Kağan Dönemi’dir.
Bu dönemde İpek Yolu’na hakim olabilmek amacıyla Bizans ve Sasani devletleriyle
ittifak kurulmuştur.
NOT: Bu ittifaklarla Bizans’la ilk diplomatik ilişkiler bu dönemde
başlamıştır.
I. Göktük Devleti 582’de Çin entrikaları sonucu ikiye
ayrılmıştır. 630’da Doğu, 658’de Batı Göktürkler Çin hâkimiyetine girmiştir.
II. GÖKTÜRK DEVLETİ (KUTLUK)
(682 - 745)
682 yılında Kutluk Kağan tarafından Çin’e karşı başlatılan
bağımsızlık mücadelesi sonucu Ötüken’de kurulmuştur.
Devlete “Kutluk”, kendisine de devleti toparlayan,
derleyen anlamına gelen “İlteriş”
ünvanı verilmiştir.
En
parlak dönem Bilge Kağan ve Kültigin
kardeşler döneminde yaşanmıştır. Bu dönemde devlet en geniş sınırlarına ulaşmıştır. Tonyukuk ise bu dönemin ünlü veziri ve genel
siyasi danışmanıdır.
Bilge Kağan Budizm’in
benimsenmesi önerisini sunar. Ancak Vezir Tonyukuk bu dinin Türklerin ulusal
kimliklerini bozacağı endişesiyle bu öneriyi reddeder. Bu durum hükümdarların
yetkilerinin denetlebildiğini göstermektedir.
Bilge Kağan’ın ölümünden sonra devlet çöküş dönemine girmiş,
Basmil, Karluk ve Uygurların ayaklanması sonucu yıkılmıştır.
Göktürklerin Önemi:
Tarihte Türk adıyla kurulan ilk devlettir.
38 harfli kendilerine özgü bir alfabe kullanmışlardır (İlk Türk Alfabesi).
Türkler arasında millet ve
devlet olma bilinci en üst düzeye bu
devlet döneminde ulaşmıştır.
Türk boyları ikinci kez Göktürk
hâkimiyetinde bir bayrak altında toplanmıştır.
NOT: Bu özellikler Göktürklerin milliyetçi (ulusçu) yönlerini ortaya
koymaktadır.
Türk tarihinin bilinen en eski Türkçe yazılı belgeleri olarak kabul
edilen Göktürk (Orhun) Kitabeleri Kutluk
Devleti zamanında Bilge Kağan, Kültigin ve Vezir
Tonyukuk adına dikilmiştir.
Kitabelerin konusu; Türklerin
siyasi yaşantıları ve Türk hükümdarlarının halka karşı sorumluluklarıdır (Sosyal Devlet anlayışı). Yazılış amacı ise;
geçmişte yapılan hataların tekrarlanmamasıdır.
· Türklerde
posta teşkilatını ilk olarak Göktürkler kurmuşlardır.
UYGURLAR
(745 - 840)
Bilge Kül Kağan tarafından kurulmuştur. Başlangıçta devletin
merkezi Ötüken olmuşsa da daha sonraları başkent Ordu -
Balık (Karabalasagun) şehrine alınmıştır.
Uygurlar Orta Asya hakimiyetini sağlayarak Çin’i vergiye
bağlamışlardır (Talas Savaşı sonucunda).
Bögü Kağan döneminde Çin’le olan siyasi ilişkiler sonucunda Maniheizm
dinini resmi din olarak
kabul etmişlerdir (763).
Mani dininin yanı sıra Budizm dinini de kabul eden Uygurlar, bu
dinlerin bazı yasaklarından dolayı hayvancılığı terk ederek tarım ve ticaretle
uğraşmışlardır. Bunların bir sonucu olarak da göçebe hayatı terk etmişler ve yerleşik
hayata geçmişlerdir
Din değiştiren ilk Türk devletidir.
Uygurlar 840’ta
Kırgızlar tarafından yıkılmışlardır. Bununla birlikte parça parça siyasi
hayatlarını 13. yüzyıla kadar sürdürmüşlerdir (Turfan, Kaşgar ve Kansu
Uygurları olarak). Bu yüzyıldan sonra Moğolların hâkimiyetine girmişlerdir.
NOT: Uygur kültürü
Moğollar arasında yayılmış ve Moğolların Türkleşmesinde
etkili olmuştur.
Uygurların
Önemi:
Yerleşik hayata geçen ilk
Türk topluluğudur.
Yerleşik hayatın bir sonucu olarak saraylar, tapınaklar gibi kalıcı
mimari eserler bırakmışlardır.
Yerleşik yaşamın bir sonucu olarak göçebe kültürü terk etmişler
ve savaşçı özelliklerini kaybetmişlerdir.
Fakat bilimsel ve kültürel etkinliklerde bulunarak uygarlık
olarak ileri gitmişlerdir.
Uygurlar, 18 harfli
kendilerine özgü alfabeyi kullanmışlardır. Ayrıca
Çinlilerden klişe matbaayı alıp kullanmışlar ve ilk
Türkçe kitapları basmışlardır. Mani dininin terimlerini Türkçeye çevirmişlerdir (milli
benliklerini korumak için). Bunun yanında kağıt
imalathaneleri de açmışlardır.
NOT: Kâğıt ve matbaayı
kullanan ilk Türk devleti Uygurlardır.
· Uygurlar ayrıca pusula
ve ipek imalatını da Çinlilerden öğrenerek
uygulamışlardır.
12 Hayvanlı Türk Takvimi’ni yapmışlardır.
Kendilerine ait Karabalasagun Yazıtları ve Şine-Usu
Yazıtları vardır.
Minyatür denilen bir tür resim sanatını
geliştirmişlerdir. Orta oyunu da Uygurlara aittir.
Uygurlar fresk (duvar resmi) sanatında
çok ileri gitmişlerdir.
Uygur şehirlerinde
çeşitli dinlere ait mabetlerin yan yana olduğu görülmektedir. Bu durum
Uygurlarda ibadet özgürlüğü olduğunu göstermektedir.
DİĞER TÜRK BOYLARI
VE
DEVLETLERİ
ASYA’DA DEVLET KURANLAR
AKHUNLAR
(EFTALİTLER)
Köken itibariyle Asya Hunlarına dayanmaktadır.
V. yüzyılın ikinci yarısında Afganistan ve Kuzey Hindistan
bölgesinde güçlü bir devlet olarak ortaya çıkmıştır.
567’de Sasani -
Göktürk ittifakı sonucunda yıkılmıştır (İpek Yolu için).
TÜRGİŞLER
Batı Göktürklerin bir koluna mensupturlar.
VII. asrın ortalarında güçlenmişlerdir. Ancak II. Göktürk
Devleti kurulunca bu devlete bağlanmışlardır.
Emevilerle mücadele ederek İslamiyet’in doğuya
(Orta Asya) yayılmasını geciktirmişlerdir.
Uygurlardan sonra ikinci olarak yerleşik yaşama geçen
topluluktur. Ayrıca hükümdarları adına para bastıran ilk Türk
topluluğudur (madeni para).
766’da Karlukların
hakimiyetine girmişlerdir.
KARLUKLAR
Göktürklerin bir kolu olmasına rağmen bu devletin yıkılmasında
etkili olmuştur.
751 yılındaki Talas
Savaşı’nda Müslüman Araplarla birlikte Çinlilere karşı mücadele
etmiştir.
Þ Karluklar İslamiyet’i
benimseyen ilk Türk topluluğudur.
Karluklar, Moğollara itaat eden ilk
Müslüman Türk topluluğudur.
Karluklar, ilk
Müslüman Türk devleti olan Karahanlıların kurulmasında da
etkili olmuştur (840).
KIRGIZLAR
840’ta Uygurları yıkarak bağımsız bir devlet haline
gelmişlerdir.
920’de Karahitaylar tarafından yıkılmışlardır. 13. yüzyılda
Moğolların hâkimiyetine girmişlerdir (Moğollara itaat eden ilk Türk
topluluğudur.).
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra günümüzde Kırgızistan
olarak varlığını devam ettirmektedir.
Manas
Destanları (en uzun destanımız) ve Yenisey
Anıtları ile ünlüdürler.
ASYA’DAN AVRUPA’YA GÖÇ EDEN TÜRK BOYLARI
SİBİRLER
(SABARLAR)
V. ve VI. yüzyıllarda Batı Sibirya ile Kafkasların kuzeyinde
etkili olmuşlardır.
Bizans ve Sasanilerle temasta bulunmuşlardır.
558 yılında Avarlar tarafından yıkılmışlardır.
Sibirler Anadolu’ya
ikinci Türk akınlarını yapan Türk topluluğudur.
HAZARLAR
VI. ve X. yüzyıllar arasında Volga kıyıları ve Kırım arasında
hüküm sürmüşlerdir.
Bizans, Sasani ve Dört Halife döneminden itibaren İslam
Devleti’yle temas kurmuşlardır.
Hz.
Osman Dönemi’nden itibaren Bizans’ın kışkırtması sonucu
Müslüman Araplarla savaşmaya başlamışlardır.
NOT: Müslüman Araplarla ilk
savaşlar bu dönemde başlamıştır.
İslamiyet’in Kafkaslara girmesini ve Rusya’da
yayılmasını engellemişlerdir.
Peçenek saldırıları sonucu Hazarlar 965’te Kiev Ruz Knezliği
tarafından yıkılmışlardır.
Hazarlar yönetim kadrosu olarak Museviliği
benimseyen ilk ve tek Türk devletidir.
Hazarlar arasında Göktanrı,
Hıristiyanlık, İslamiyet, Musevilik gibi dinler de yayılmıştır.
Þ Bu
yönüyle Hazar ülkesinde dini hoşgörünün ve inanç
hürriyetinin var olduğu söylenebilir.
AVARLAR (JUAN
JUANLAR)
(568 - 805)
Hem Asya’da hem de Avrupa’da devlet kurmuşlardır.
Göktürklerin 552’de Orta Asya’da kurulmasıyla, Batı’ya göç
ederek Macaristan topraklarına hâkim oldular.
Sasanilerle işbirliği yaparak 619 ve 626’da İstanbul’u
kuşatmışlar ama alamamışlardır (ilk defa).
805’te Franklar tarafından yıkılmışlardır.
Yerli topluluklarla kaynaşarak Hıristiyanlaşmışlar ve milli
benliklerini yitirmişlerdir (Hıristiyanlığı kabul eden ilk Türk devletidir.).
Avarlar, Avrupa’da
özellikle Germen ve Slav kavimleri üzerinde etkili olmuşlardır (devlet idaresi
ve askerlik alanında). Ayrıca Doğu ve Orta
Avrupa’nın etnik haritasının ortaya çıkmasında da
Avarların etkisi büyüktür.
BULGARLAR
Oğuz Türklerinin bir koludur. İlk devletlerini Karadeniz’in
kuzeyinde Büyük Bulgarya olarak kurmuşlardır, ancak
Hazarların baskısıyla 2’ye ayrılmışlardır.
Tuna Bulgarları Balkanlara yerleşerek burada Ortodoks
Hıristiyanlığı resmi din olarak kabul etmişlerdir.
Tuna Bulgarları Bizans’la sık sık mücadele içerisine girmişler
ve İstanbul’u kuşatmışlardır (İstanbul’u kuşatan ikinci Türk
topluluğudur.).
Tuna Bulgarları zamanla milli benliklerini
kaybetmişler ve Slavlaşmışlardır. Bugünkü Bulgarların atalarıdırlar.
İdil Bulgarları ise Volga boylarında devletlerini kurmuşlardır.
Ticaretle uğraşmalarının sonucunda Müslüman tüccarlarla ilişkiye girmişler ve
sonunda 10. asrın başında İslamiyet’i kabul etmişlerdir.
13. yüzyılda önce Moğolların daha sonra da Altınordu Devleti’nin hâkimiyetine
girmişlerdir.
Bugünkü Kazan
Türklerinin atasıdırlar.
MACARLAR
Peçeneklerin
baskısıyla batıya göç eden Macarlar IX. Asrın sonlarına doğru bugünkü
yurtlarına gelmişlerdir.
Þ Hıristiyanlığın Katolik
mezhebini benimseyen Macarlar Ortaçağın sonlarına doğru güçlü bir
devlet olarak ortaya çıkmışlardır.
Osmanlı Devletinin Balkanlardaki en
güçlü rakibi olan Macarlar 1526 Mohaç Meydan Muharebesi’nden
sonra Osmanlı’ya bağlanmıştır.
Macaristan topraklarının büyük bir bölümü 1699
Karlofça Antlaşması’yla Avusturya’ya bırakılmıştır.
Macaristan, I.
Dünya Savaşı’ndan sonra Avusturya’dan ayrılmış, bağımsız bir devlet olmuştur.
PEÇENEKLER
IX. Asrın sonlarında Hazarların ve Uzların baskısı sonucu Don -
Dinyeper nehirleri arasına çekilmişlerdir (Rusların Karadeniz’e
inmelerine engel olmuşlar ve Balkanlarda yayılmalarına
izin vermemişlerdir.).
Daha sonraki dönemlerde Tuna nehrine kadar olan geniş bir alana
hükmetmişlerdir.
Bir süre Bizans hâkimiyetinde yaşamışlardır, yine bu devlet
tarafından yıkılmışlardır.
Bizans ordusu içerisinde paralı asker olarak görev yapan
Peçenekler 1071 Malazgirt Savaşı’nda saf değiştirerek Selçuklu
ordusu tarafına geçmiş ve savaşın Türkler tarafından
kazanılmasında etkili olmuşlardır.
Hıristiyanlığı
benimseyen Peçenekler dağılarak zamanla asimile olmuşlardır.
UZLAR
(OĞUZLAR)
Türklerin en kalabalık ve en
aktif kolunu oluşturmaktadır. Oğuzların İslamiyet’i kabul etmeyen kolu,
Balkanlara geçerek Hıristiyanlığı benimsemiştir. Moğol istilasından
kaçanlar da Anadolu’ya gelip yerleşmişlerdir.
Selçuklu ve Osmanlı gibi
büyük Türk devletlerinin kurucu unsuru olmuşlardır.
IX. Asırda Balkanlarda görülen Uzlar; Peçenekler, Kumanlar ve
Bizans’ın baskısı altında kalmıştır. Bu nedenle bölgede önemli bir siyasi
varlık gösterememişlerdir.
Oğuzlar diğer Türk
boyları gibi Hazar Denizi’nin kuzeyinden Batıya göç etmemiştir.
KUMANLAR
(KIPÇAKLAR)
XI. Yüzyıl
sonlarına doğru Moğol baskısı nedeniyle Doğu Avrupa ve Batı Sibirya’ya
yayılmışlardır.
Þ İslam kaynaklarında
bulundukları bölgeler “Deşt-i Kıpçak” olarak
adlandırılmıştır.
Ruslarla mücadeleleri Rus İgor Destanı’na
konu olmuştur.
Altınorda Devleti’nin temelini oluşturmuşlar, Moğollların
Türkleşmesinde etkili olmuşlardır.
Oğuzlarla mücadeleleri “Dede Korkut Hikâyeleri”nin doğmasına
neden olmuştur.
13. yüzyıla kadar
siyasi varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bu yüzyılda Moğolların saldırısıyla
yıkılmışlardır.
NOT: Karadeniz’in
kuzeyinde hâkimiyet kurmuş olan Türk kavimleri, Rusların
güçlenip Karadeniz kıyılarına inmelerine engel olmuşlardır.
ÖNERİ VE GÖRÜŞLERİNİZİ BİZE YAZIN...
YanıtlaSil